eşcinsellerin çok yaptığına inandığım durum. yaşadığı duyguları, sıkıntıları, üzüntüleri ve sevinçleri, eşcinsellikle alakası olduğunda çevresiyle paylaşamamak koyar insana. içine atarsın, konuşmazsın, neyin var diye sorarlar, iyiyim dersin, bişi yok dersin, oysa ayan beyan bellidir birşeyin olduğu. yine de kimse ısrar etmez söyle diye. anlatılamayan şeyler birikir de birikir. bi dökülse rahatlayacaktır ama dökülecek kimse yoktur.
derdini söylemeyen derman bulamaz derler, haklı bir laftır da, ama söyleyince alacağın tepkiyi kestiremezsin, riski almak istesen dahi anlatmaya olayın neresinden başlayacağını bilemezsin, kafan karışır. gaz ve toz bulutundan mı başlayayım, ilişkimin başından mı alayım, yoksa doğrudan "birini çok sevdim ama o gitti" mi diyeyim? sadece bu karışıklık bile anlatmaktan vazgeçirir adamı. içine atmaya alışmışındır, bunu da atarsın.