maurice

edward morgan forster'ın ölümünden sonra yayınlanmasını istediği ve bundan dolayı yazarın ölümünden sonra 1973 yılında yayımlanan, bir çocuğun gelişimini ve geleneksel değerlerden sıyrılıp modern bir bireye dönüşmesini anlatan romanıdır. yüzyılın lgbtt mirasının dokunaklı ve değerli eserlerinden bir tanesidir. mercant & ivory production'ın filme çektiği bu başyapıtın yönetmeni james ivory'dir. hugh grant, james wilby, rupert graves rol almıştır. romeo'nun juliet'in odasına pencereye bir merdiven dayayıp girdiği sahne maurice'te de yer bulmuştur. eşcinsel aşkın ve bireyin hem kendisi hem de çevresiyle yaşadığı çatışmalar etkili ve gerçekçi bir dille anlatılmıştır. kitap otobiyografik izler taşımaktadır.
edward morgan foster'in 1914 de yazıp, ancak ölümünden sonra yayınlanmasına izin verdiği kitap. ingiliz, zengin genç bir adamın eşcinelliğini fark ettikten sonra yaşadığı uzun ve zorluklarla dolu yaşantısını anlatır.
james ivory tarafından sinemaya aktarılan roman uyarlaması(1987)

eşcinsel bir aşkın anlatıldığı film, 90larda tavan yapan sanat filmlerinin güzel bir örneği. fim; venedik film festivalinden 3 ödülle dönmüş ve oscar'a aday gösterilmişti.

başlığını burada görünce sevindiğim etkileyici bir sanat eseri. maurice'in inatla sevgiyi yaşama çabasına ve ona saflıkla sarılışına hayran kalmamak elde değil. izlemeyenlerin ve okumayanların harekete geçmesi tavsiye olunur.
not: otobiyografi niteliği taşıdığı ön sözündeki "bu kitap ancak ya benim ölümünden ya da ingiltere'nin ölümünden sonra basılabilir!" cümlesinden çıkartılır. anladığım kadarıyla bu sebepten, filminde edward morgan foster'ın adeta sarışın hali olan james wilby'yi gördük maurice rolünde.
geçen kış kitabını bulmak için haftalarca kıçımı yırttığım, nadirkitap sağolsun amacıma ulaştığım ve elime geçer geçmez gece yorganın altına girip bir çırpıda bitirdiğim kitaptır. hatta hızımı alamayıp yorgandan fırlayarak bilgisayara yapışmış ve sabahlayarak filmi de bitirmiştim. gerçekten etkileyici bir deneyimdi.

bir bölümde maurice aile dostları olan bir psikologla görüşmeye başlar. kitaptan filme de geçmişti hatta bu görüşmeden bir diyalog, düşündükçe hüzünlenirim.
"miss edna may is not only beautiful, she's attractive."
"she doesn't attract me," said maurice pettishly.
"oh mr. hall, what an ungallant remark. look at her lovely hair."
"i like short hair best."
"why?"
"because i can stroke it-" and he bagan to cry.