nükleer santralleri destekleyen insan

bunlardan biri benim, kibar olmakta fayda var, kendimce açıklayayım
ben bir mühendisim, ve aranızda mühendisler varsa iyi bilirler ki dünyanın olduğu gibi türkiye'nin de en büyük sorunu enerji problemidir, halihazırda türkiyede üretilen enerji ihtiyacın yüzde 30unu bile karşılamamaktadır, sanayileşmenin, vergilerde indirime gidebilmenin, refah seviyesini yükseltebilmenin, enerjide dışa bağımlılığı azaltmanın tek yolu kendi enerjimizi üretmemizdir, bir düşünün;
-doğalgazınız kesilse ne yapardınız,türkiye doğalgazı nerden alıyor?
-türkiye petrol üreten bir ülke değil, uluslararası piyasalarda petrol yükselince, artan dolmuş ücretlerinden pahalılaşan sanayi ürünlerine kadar hayatınız ne kadar etkileniyor?
-şehrinizde okulunuzda evinizde ne kadar sık enerji problemi yaşıyorsunuz?
-olası bir uluslararası anlaşmazlık durumunda türkiye'ye doğalgaz ve petrol sevkiyatı durdurulsa ülkede olacak açlığı, ölümleri ve verilecek zaafları düşünebiliyor musunuz?
-neden teknolojik ürünleri bu kadar pahalıya aldığınızı ya da petrol zammında mutfağınızın neden bu kadar etkilendiğini düşündünüz mü?
..
daha onlarca sebep, nükleer enerji gerekliliktir çünkü;
-alternatif enerji çeşitleri çok pahalıdır ve kesinlikle ihtiyacı karşılamaz, güneş enerjisi veya rüzgar enerjisi diye tutturanlar, yeterli bilgileri olsa bunu ağızlarına bile almazlardı
-nükleer enerji, diğer enerji üretim sistemlerinden çok çok daha fazla enerji üretir
-nükleer enerji ülkenin kimya ve sanayi alanında bilgi ve deneyimini arttırır
-nükleer enerji uluslararası bir kozdur
...
nükleer santraller deniz kenarlarına yapılıyor çünkü;
-nükleer santrallerde açığa çıkan ısı son derece fazladır, soğutma işlemi deniz suyuyla yapılır, şimdi bi düşünün, sinop ve mersin yerine deniz kenarında güzel olmayan santral kurulabilecek bir yer söyleyin?
ülkemizde rüzgar , güneş enerjisi gibi alternatif enerji türlerinde en fazla yararlanma imkanı olan bir yerdir. hele hele almanyada sadece bir kasabadaki çatılarından elde edilen güneş enerji ile kendine yeten hatta ve hatta kısıtlı da olsa civara bile fayda sağlayacak kadar üretim yapılabiliyor. hemde söz konusu ülke almanya iken.

bunun dışında bünyadaki bor rezervinin çok büyük bir kısmı ülkemizde bulunmaktadır. yani bir bor santrali bile kurulabilir bununla ilgili çalışmalar yapılabilir. bahsettiğimiz bor minerali ise bir damlasıyla aynı hacimdeki başka hammadelerden kat ve kat fazla enerji üretebilmektedir. üstelikte atık sıkıntısı da olmayan bir hammaddedir.

insanlar verimli enerji tüketimine sahip teknolojilere teşvik edilerek tüketim azaltılabilir. mesela bu konuda bazı ülkelerde akkor ampul satışları yasaklanmıştır. onun yerine zenon, led... gibi tasarrfulu ürünlere yönlendirilmiştir.

enerji aktarımındaki kayıpların önlenmesi için daha uygun maddeler kullanılabilir.

çöpten enerji üreten sanrtaller kullanılabilir. isveç bu konuda enerji üretebilmek için norveçten çöp bile ithal etmiştir.

izlanda hidro termal kaynaklarını kullanarak bazı şehirlerinin elektriğini gayet güzel karşılayabilmektedir.

ingilterede deniz dalgaları kullanılarak küçük yerleşimlerin enerji ihtiyacını karşılanmaya çalışılmakta hatta derin akıntılar kullanılarak enerji üretimi üzerinde çalışılmaktadır.

hidro elektrik santraller aslında çok önemli bir enerji kaynağıdır. fakat çevresinin çok iyi planlanıp, maksimum mühendislik becerisi kullanılarak yapılması şarttır. baraj çevresinde ağaçlandırma yapılır ise iyi hesaplanıp, eko sisteme minimum zarar ile planlanırsa verimlidir. bunlar düşünülmediği takdirde heyelanla ya da birikmeyle havzaya dolan toprak o santralin etkisini minimize eder ya da işe yaramaz hale getirir. fakat önüne gelen yere hes yaparak değil elbette.



kısacası alternatifler bu kadar çok iken çapsız ve plansız yaşamaya çalışan ülkemizde anca geçici çözümler üretilebilmektedir. ki bu bağlamda nükleer santral acil elektrik ihtiyacımızı karşılacaktır elbette. fakat sinopta sık sık meydana gelen selleri ve mersin gibi karstik araziyle kaplı* bir bölgeyi ve depremi göz ardı etmemek gerekmektedir. elbetteki bu bölgeler araştırmalar ve fizibiliteler sonucu karar verilmiştir fakat kötünün iyisi olduklarını da kabul etmek gerekmektedir.

en önemlisi de biz nükleer konusunda teknoloji ithal etmek durumundayız. ve bu teknoloji ithalatı da bizim sokakta gördüğümüz pazar mantığı ile yapılmaktadır. yani son teknoloji olan şey pahalıdır. buna nazaran eski teknolojiler daha ucuzdur. santral yapılacak diye dünyanın en iyi en gelişmiş santralinin türkiyede yapılmasını beklemek fazlasıyla hayalcilik olur.

bir de nükleer mühemdislik konusunda deneyime sahip değiliz. yani mühendisliği bu kadar küçümseyemeyiz belki ama nükleer atık problemi ile baş etmek fazlasıyla zor bir iştir. hele hele bu durum türk vurdum duymazlığı ve boşvermişliği, tedbirsizliği ile birleşince resmen kendi topraklarını bombalamak gibi bir şeydir. japonya, fransa, almanya alternatif kaynaklardan ihtiyacını besleyip günün birinde nükleer santralleri yavaş yavaş kapatmayı planlamaya çalışırken, biz altın bulmuş gibi sevinemeyiz. çünkü kontrol edilmesi çok zor bir güçtür nükleer.

elbette enerji çok büyük ve acil ihtiyacımız ve buna bakarak nükleer santrale boyun eymek zorunda bırakılıyoruz. çünkü hala kısa vadeli çözümler peşindeyiz. fakat bu durum her zamanki gibi gelecekteki enerji ihtiyacını hiç bir zaman planlamadığımız için başımıza gelmektedir.

yani kısacası geçmişte ülkedeki alternatif enerjileri maksimum kullanmaya kafa yoracağımıza, bu enerji çeşitlerini geliştirip marka olacağımıza, şu anda sike sike bu santrallere boyun eymek durumundayız gibi gözüküyor. birde bununla beraber japonya'dan türkçe uyarıyı yabana atmamak gerekiyor. yoksa başımıza gelecekler fazlasını elde etmek için didinirken evimizi başımıza yıkmaktan farksız olacaktır.

(bkz: nükleer enerji)
cahil olmasına gerek yoktur. fizikçidir ya da konuyla alakalı mühendistir; bir iş umudu diye bakar, bakabilir ya da bakacaktır.

önlem alınsa bile, deprem kuşağında olmamızdan ötürü zararları büyük olabilir. avrupa'nın son yıllarda güneş enerjisi kullanımına ve panellerine harcadığı paraları düşündükçe; cıks, yapmayınız, şu olaya destek vermeyiniz gelesi der insanın.
eleştirilere cevaben;

rüzgar enerjisi; canım bak şimdi, bu enerjiyle bir köyün elektrik enerjisini bile zorla karşılarsınız, ayrıca bölgede yaşayan hayvanlar yel değirmenlerinin olduğu bölgeyi gürültüden terk ederler, çevreciysen oku da , okumuş çevreci desinler

güneş enerjisi; bir evin elektrik ihtiyacını karşılamak için bile evin her tarafını güneş paneliyle kaplamak lazım, buna rağmen enerji sorunu yaşar, güneş enerjisini elektrik enerjisine çevirdin diyelim (kurulumu bile çok pahalıdır ve onlarca dönüm alana güneş paneli yerleştirmen lazım) elektrik enerjisi depolanamaz....şimdi bunu içinden tekrarla zeki adam...e-lek-t-rik e-ner-ji-si de-po-la-na-maz.....bunlar tek bir şehrin organize sanayi bölgesini doyurman bile şu anki türkiye'de imkansız, amerikada'da imkansız

bor rezervleri; sevmee kızımm yanarsınn diye söylerdii annemmm,geçmee aşkk kapısındann gülerr sana elaleemmm.... günümüzde bor teknolojisi yeterince gelişmemiştir, türkiye rezervlerini açmamakla en mantıklısını yapmaktadır, lisede beden eğitimi soyunma odasındaki yaptığınız enerji muhabbeti burda bitsin

insanların eğitilmesi; hadi diyelim 70 milyon seni dinledi, o kadar mı sözün geçiyor, ordan elde edeceğin kar bile devede kulak, sanayileşme çabasındaki bir ülkeden bahsediyoruz,ordan elde edebileceğin gelirin ne olduğunu biliyor musun?

enerji kaybını önlemek için başka maddeler kullanılabilir;ahhhh canım yaaaa, sahiden miiiiiiii.......bir tane örnek verebilir misin? aklına ilk gelen şeyi netten de bir araştır, zaten millet bunu yapmak için götünü yırtıyor, sahiden bunu düşünen ilk adam sen misin sence?

çöpten enerji;ohhhh yesss righttt thereeee, i m cummiinnggg yeaahhh, right thereeeeee......isveç bile norveçten çöp ithal etmiş, bu mu fikrin?tübitakın liselerarası proje yarşmasında derece alır ama sakın vazgeçme

hidro termal kaynakları; yaz kızımmm,ilk iş memlekette hidrotermal kaynaklar arttırılsın, sonra da ülkede nüfüs planlaması yapılsın nüfus 320.000'e düşürülsün

'ingilterede deniz dalgaları kullanılarak küçük yerleşimlerin enerji ihtiyacını karşılanmaya çalışılmakta hatta derin akıntılar kullanılarak enerji üretimi üzerinde çalışılmaktadır. '..çalışılmaktadır=yüklem, yükleme nerede sorusunu soruyoruz, ingiltere'de=?dolaylı tümleç neye? küçük yerleşimlerin enerji ihtiyacını karşılamaya=nesne.....dilbilgisi 100 mantık 0 (küçük bir yerleşim yeri için bile üzerinde çalışılıyormuş, eh artık ülkede yatırım yapmak isteyen yatırımcıyada şey deriz 'ya biz enerji üzerinde çalışıyoruz')

'maksimum mühendislik becerisi kullanılarak', vezirrrrrr, derhal tüm mühendislere maksimum mühendislik becerisi verile -emredersiniz haşmetlum -şoktanda bi kısa kırmızı winston alına

'nükleer enerji konusunda teknoloji ithal etmek,deneyim sahibi olmamak'=türkiye rusya'ya, memfi üniverisitesine nükleer enerji alanında uzmanlaşması için son yıllarda her yıl 100 öğrenci gönderiyor

'insanımızın iş ahlakı'=ne ahlaksız bu adamlar yaaa görüyo musun, sen tut insansız hava aracı falan yap, yok efendim tamamen türk mühendisliğiyle tank yap falan, hatta terbiyesize bakar mısın, sen git, taaaa kurtuluş savaşında bile garajında uçak üret orduya ver, sen kimsin ki yaaaa ezik, ne uğraşıyosunnn

'ar-ge ye agırlık verilmesi'=kaptan logar, ayısozlukten bir yazar argeye önem verilmesini istiyor -dümeni çevirin, dünyaya dönüyoruz (ar-ge ye yatırım yapmak için devlet bizden borç alsın)

eeevvrrriii nayytttt in mayyy drimmmss ayyy sii yuuuu ayy fiillll yuuuuu
bilgi, birikim ve deneyim sahibi birisinden dinlendiği zaman faydalı ve bilgilendirici olacak konudur. fakat beyin bedava fraksiyonundan gelen, eşe dosta işim var demek için, havalı olsun diye ve en kötüsüde işini bundan ibaret sanan birisi ile tartışılması komik olan konudur. bilgisi varsa dahi bunu aktarmasını bilemeyen kişinin uzmanlığını yerin dibine sokan konudur. örnek abest olacak ama tamamen bir gerçek. ajdar da bir makina mühendisidir. amacım kimseyi yaftalamak değildir. işini layıkıyla yapanlara ayıp edecek halimiz yok. fakat böylesine bir insan ziyanına bile mühendis denebiliyorsa, bazı mühendisler için durum içler acısı demektir.*

(bkz: 3 kapak toplayana itina ile akıl fikir dilenir)

(bkz: ayı sözlük kaşağı servisi)
esprüklerle ya da konudaki uzmanlığıyla göte göt dememize engel olamayacak kişidir aynı zamanda. kıçıkırık marmaray için japon mühendisler ithal ettik ama yine de çare etmedi. hadi korkulan oldu marmaray üstümüze çöktü ölen öldüğüyle kalan kaldığıyla kalır. ama nükleer santral ölümcül bir hatayı kaldırmaz. ama türkiye rusyaya her yıl 100 öğrenci gönderiyormuş. a o zaman tamam. şu ana kadar teknolojide ve bilimde bir bok yiyemedik ama rusyaya 100 öğrenci gönderiyorsak bence artık olmuşuzdur.
'ne yazarsan yaz tartışırım ama kabul etmem bu da böyle biline'-e o zaman zaten sana birşey söylemeye gerek yok, tartışıp da ne yoracam kendimi
ajdar-makine mühendisi .....turp gibiyimmm turpp turpppp öptüm seni şappp şupppp

göte göt demek....arttırıyorum mala da mal denir. eşşeklik baki
nükleer enerjiyi savunan insanların gerekçeleri gerçekten de çok güçlü ve evet akla çok yatkın. ve aslında nükleer enerjiyle sorunum yok, tıpkı 3. köprüyle sorunum olmadığı gibi. ya da kentsel dönüşümle sorunum olmadığı gibi. ya da marmaray'la sorunum olmadığı gibi.

ama doğru ve gerekli olan şeylerin yanlış insanlar tarafından gerçekleştirilmesiyle ciddi sorunum var. 3. köprü doğa katliamı ile sonuçlandı, kentsel dönüşüm rant sahasına dönüştü ve şehir toki binalarıyla daha da çirkinleşti, marmaray ise açıldığı ilk günden itibaren skandal üstüne skandal verdi, şu anda da lağım akıyor yenikapı istasyonuna, daha büyük bir felaket yaşanması kimse için sürpriz olmayacak. her şeyi geçtim, seçimlerdeki elektrik kesintilerini trafoya kedi girmesiyle açıklayan bir enerji bakanımız var. bu vizyonsuz adamların gerçekten de herhangi bir şeyi hakkıyla yapabileceğine ihtimal verebiliyor musunuz?