ormansızlaşma

latincesi/ingilizcesi "deforestation" olup, ağaçlandırma veya ormana dönüştürme olarak çevrilen "afforestation"'ın zıttıdır.
daha önce orman olarak nitelendirilen bir bölgenin, ağaç kesimleri nedeniyle başka vasıflara bürünmesini anlatır.

ayrıca, ormansızlaşma sonrasında yeniden ağaç dikimi yapılarak orman vasfının yeniden kazandırılması çalışmalarına ise "yeniden ormanlaştırma/ağaçlandırma" (re-forestation) denilir.
1960'lardan bu yana, anadolu yarımadasını kaplayan ormanların yüzölçümü trajik bir hızla düşmektedir.
1960'lardan bu yana, korkunç imar uygulamalarıyla büyüyen kentsel alanların yüzölçümü trajik hızlarla büyümektedir.
1990'lardan bu yana, verimli tarımsal toprakların (özellikle 1. sınıf humuslu toprak) yüzölçümü de trajik hızlarda düşmeye devam etmektedir.

2000'li yılların başında, anadolu'daki toprakların %28'i ormanla kaplıydı. 2019 itibariyle bu oran %13'tür!!
not: bir ülke topraklarının en %30'unun ormanla kaplı olması beklenir ki, tatlı su kaynakları, toprak varlığı ve oksijen salınımı yeterli olsun. %20'nin altına düşmüş ülkeler için kullanılan terim ürkütücüdür: çölleşme!

sevgili halkımıza, ormanların süs veya estetik çiçek bahçeleri olmadığını; yağmur sularının toprak altındaki akiferlere ulaşmasını sağlama; yeryüzündeki toprak katmanlarının erozyonla kaybedilmesini önleme; fotosentez sayesinde oksijen üreterek çevredeki canlıların yaşamına katkıda bulunma; toz ve gürültü kirliliğini önleme;...vb. birçok faydasıyla bir "yaşam kaynağı" olduğunu öğretemedik maalesef...

(bkz:erozyon)
(bkz:tema)