penceresiz kalmak

hapis yatmakta olan birinin hücredeki penceresiz günlerini anlatır. güneşe hasret kalmaktır. bazen penceresiz kalmak için hapis yatıyor olmanız da gerekmez. kapatırsınız kendinizi evin içine, perdeleri çekersiniz günlerce evde bitkisel hayatta yaşar gibi yaşarsınız. bunalımınızı atlatmaya çalışırsınız ama nafiledir, daha da çok dibe vurur moraliniz, tavan yapar acılarınız....
odalardaki bir yana göze çekilen perdeleri kaldırmadan, vicdani kısır döngüden çıkış yolu bulmadan aşılamayan durumdur. kendi yargımızda, kendi mahkemelerimizde, kendi avukatlığımızda, savunmamızda, şizofrence ve acımamız bir gel gittir. kendi kendine hesap kesmektir. bazen iyi eder bazen kötü eder ama pencere dışındakileri düşünerek yapılması sonucunda insan yalama olur. aşamayacağı inancını büyütür. kendimize karşı hassas ve kesin dürüst olduğumuz sürece ortalık sera gibi olur. ama en nihayetinde bir kısır döngüdür. ne kadar sağlam çıkarsanız çıkın seranın camlarını kıranlarınız hiç eksik olmaz. olsun varsın hayata karşı direnciniz ve inancınız artsın yeter. kendine haddini bildirmeksizin yapılmasını mümkün görmem.
çocukluğunun ve gençliğinin elinden alındığına şahit olan ahmet kayanın hani benim gençliğim parçasında nasıl da dokunaklı bir üslupla yer verdiği dram.
ahmet kayanın yaşadığı ve hatta ondan önceki dönemden bir gram farkı olmayan durum. askerlere, gazetecilere, öğrencilere, atatürkçülere sırf dayatılan baskılara muhalif oldukları için yaşatılan işkence....
bütün bir geceyi uykusuz geçirmene sebep olan şeyleri, bir nefeste anlatamazsın... önce içine atarsın, sonra da susarsın...
m.mungan
aklıma ahmet kaya'nın hani benim gençliğim şarkısının geldiği başlıktır.

çaldılar çocukluğumu habersiz
penceresiz kaldım anne
uçurtmam tellere takıldı
penceresiz kaldım anne