aptal puma sendromu

getirisi götürüsünden daha az olan işler uğruna efor harcayan kişiler için kullanılır. örneğin; 100 lira harcayacağınız işin getirisinin size 10 lira olması ve sizin bunu kabullenerek inadına yapmaya devam etmeniz durumu.
ileriyi görememe hatasına kabullenmeme dangalaklığıyla tüy dikme durumu
bu sendromun adını pumalardan alma sebebi, kediler arasında en zeki, akıllı tür olmasıyla alakalıymış. onu da şöyle açıklıyorlar; pumalar alacakları enerjiyi, kullanacakları enerjiyi ve enerjiyi elde etmek için ne kadar enerji harcayacağını hesaplayan tek hayvan imiş.. mesela bi avı gözüne kestirdi mi hemen atlamazmış, bi check edermiş önce, şimdi ben bunu avlamaya kalkarım ama bundan gelecek enerji benim onu avlamak için harcayacağım enerjiden fazla mı? diye sorarmış. hesabını yapar, öyle girişirmiş.. aptal puma sendromu demek ise bu hesabı yapamamak oluyor. aptal puma sendromunun insanlardaki yansımasıysa.. bi derya. olmayacak işler için kendimizi yoruyoruz, mezun olup ilk iş teklifini değerlendirmeden kabul ediyoruz, aslında birçok işi değerlendirmeden kabul edebiliyoruz, saldırıyoruz bir şeylerde çok olabilmek için. yahut insan ilişkilerinde, birilerine yetişmek için ciğerlerimizden oluyoruz. yıpranıyoruz. kazandığımız harcadığımızın yanında cücük kalıyor. özünde hesap yapabilir olup, bunu yapmamak¿? aptallık da bu oluyor zaten. “zekiyiz ama çalışmıyoruz(!) düşünmüyor, kendimize gereken önemi vermiyoruz” falana çıkıyor bu sendrom. şimdi sana sorum; aptal mıyız, puma mıyız her ne isek kendini dinliyor musun? bi görelim şartları şurtları, ciğerlerden de olunmasın. hesaplar yapılsın! kötü günler geride kalsın inşaaaallah el birliğiyle.. hepsi bir kenara, yaşıyoruz. değiyor demek ki.