project runway

sunuculuğunu heidi klum'un üstlendiği, kendisine tim gunn ve jüri koltuğunda elle'in stil direktörü nina garcia ve modacı michael kors'un eşlik ettiği moda tasarım-yarışma programı.12+ yarışmacı, her hafta kendilerine verilen görev çerçevesinde, belirli bir süre zarfında tasarımlarını oluşturarak jüri önüne çıkıyorlar ve her hafta bir yarışmacı heidiciğimin "auf wiedersehen" demesi ile evine dönüyor. sona kalan 3 finalist, koleksiyonlarını new york moda haftası'nda sergileme fırsatını da kazanarak yarışmanın büyük ödülü olan 250bin$ ve türlü türlü hediyelerin sahibi oluyor. amerika'da bravo kanalında yayınlanan yarışma yıllardır ülkemizde de home tv'de yayınlanmakta meraklılarına.

modayla alakası olmayan bir insanın bile izlemekten kendisini alıkoyamacağı tatta bir yarışmadır; öyle ki alışılagelmedik malzeme yarışmasında çöp poşedinden kalem elbiseler, cetvelden ya da halı saha çiminden etekler falan yapılır. ve dahası tabi. tasarım anlamında birçok farklı yaratıcılığı görmek bir yana, her sezonda kaçınılmaz yaşanan bitch fightlar için bile izlenebilir. mood'dan gidip kumaş almaları sonucu düğme bile dikemeyen bir insan olarak içiniz eriyebilir, o kumaşlar arasında yuvarlanmak isteyebilirsiniz ya da takım elbisesiyle ortada cirit atan babacan tim gunn'dan "good morning designers!", "this worries to me" gibi nidaları duymak isteyebilirsiniz aşırı dozda izlenirse.

trailer -


ayrıca yarışmadan elenen güçlü rakiplerle tekrardan yapılan bir project runway: allstars vardır ki o da ayrı, tadından yenmez.
zevkli ve öğretici bir moda programı. yarışmacılara verilen konular çok ilgimi çekti aslında. all star sezonunu izliyorum şu an. ilk bölümde erkek tasarımcılar ile kadın tasarımcılar arasında bir mücadele vardı. erkekler aşağı yakanın, kadınlar da yukarı yakanın moda anlayışını yansıtacak bir koleksiyon hazırladı. kısacası gossip girl izlemiş kadar oldum. blair ile jenny arasındaki farkı izledim adeta.*
iki gifle özetlemek gerekirse;