the national

boxer albümüne bayıldığım topluluk. odada uzanıp sevişirken ya da bir şeyler yudumlarken eşlik edebilecek güzel şarkıları var.

fake empire:
yazdıkları sözler o kadar samimi ki, resmen birisi günlüğünüzü almış ve şarkı yapmış gibi hissettiriyor. hayatımın her dönemine dair bir şeyler bulabiliyorum şarkılarında.
graceless parçasında ciddi anlamda garip bir şey hissediyorum. sevinç gibi de değil ama aynı şiddette. tanımlayamadım.

*

"all of my thoughts of you
bullets through rotten fruit
come apart at the seams
now i know what dying means"
sorrow adlı şarkılarını ragnar kjartansson'un bir performans projesi için 6 saat boyunca aralıksız olarak çalmışlardır. daha sonra performansın videoları başka müzelerde sergilendi bana da öyle nasip oldu. daha önce duymamıştım bu şarkılarını ama bir yarım saat yere yatıp dinlemek çok iyi gelmişti.

6 saati de youtube'dan dinlenebilir:

hakkı verilmemiş kenarda köşede sızmış şarkılara sahip gruptur. bunlardan biri, benim için en özeli, dinlerken ruhumla sevişen vanderlyle crybaby geeks. eğer bir gün ölümüm kendi elimden olursa bu muhtemelen bedenimi bir denizin bucaksız kollarına bırakmamla olacak ve giderken bu şarkıyı dinleyeceğim.

"all the very best of us string ourselves up for love"

"the water's a-rising
there's still no surprising you
vanderlyle crybaby cry
man, it's all been forgiven
swans are a-swimmin' "



şarkı, aynı zamanda 2010 çıkışlı albümleri high violet'ın kapanışını yapıyor.

şarkının justin vernon'ın da eşlik ettiği şöyle bir canlı performansı var. hayatta en çok beğendiğim üç erkek aynı sahnede. matt berninger, aaron dessner ve justin. ne kadar küçükler ya burada.

13 aralıkta "rome" adlı canlı kayıt albümlerini yayınlayacak indie grup. kayıtlar auditorium parco della musica’da alınmış.

matt berninger hala alev alıyor sahnede ancak zaman zaman sesinin ve kendisinin yorulduğunu hissediyorum canlılarında. özellikle şu son 2 senedir hayatta durduğum noktada vanderlyle crybaby geeks'i sevdiğim adamla bağıra çağıra söylediğim bir konserlerine daha katılamadan müziği bırakırsa içimde ukte kalır.





son iki albümdür onlarda aradığım şeyi bulamadığım grup.

tabii her ne kadar böyle desem de laugh track'teki bon iver düeti weird goodbyes ve özellikle space invader grup adına umutlarımı diri tutuyor.

space invader-vâri şarkılarla dolu bir albüm yapsalar tadından yenmezdi.