the national

boxer albümüne bayıldığım topluluk. odada uzanıp sevişirken ya da bir şeyler yudumlarken eşlik edebilecek güzel şarkıları var.

fake empire:
yazdıkları sözler o kadar samimi ki, resmen birisi günlüğünüzü almış ve şarkı yapmış gibi hissettiriyor. hayatımın her dönemine dair bir şeyler bulabiliyorum şarkılarında.
graceless parçasında ciddi anlamda garip bir şey hissediyorum. sevinç gibi de değil ama aynı şiddette. tanımlayamadım.

*

"all of my thoughts of you
bullets through rotten fruit
come apart at the seams
now i know what dying means"
space invader ile özlediğimiz the national'ı yıllar sonra bize geri vermişlerdir. bambaşka bir boyut gerçekten, iyi ki varsınız be adamlar! şarkının 4.dakikasından sonra delirmeyen müzik zevkim var demesin!

"it'll come to me later like a space invader
i won't be able to get it out of my head"

sorrow adlı şarkılarını ragnar kjartansson'un bir performans projesi için 6 saat boyunca aralıksız olarak çalmışlardır. daha sonra performansın videoları başka müzelerde sergilendi bana da öyle nasip oldu. daha önce duymamıştım bu şarkılarını ama bir yarım saat yere yatıp dinlemek çok iyi gelmişti.

6 saati de youtube'dan dinlenebilir:

hakkı verilmemiş kenarda köşede sızmış şarkılara sahip gruptur. bunlardan biri, benim için en özeli, dinlerken ruhumla sevişen vanderlyle crybaby geeks. eğer bir gün ölümüm kendi elimden olursa bu muhtemelen bedenimi bir denizin bucaksız kollarına bırakmamla olacak, ve giderken bu şarkıyı dinleyeceğim.

"all the very best of us string ourselves up for love"

"the water's a-rising
there's still no surprising you
vanderlyle crybaby cry
man, it's all been forgiven
swans are a-swimmin' "



şarkı, aynı zamanda 2010 çıkışlı albümleri high violet'ın kapanışını yapıyor.

şarkının justin vernon'ın da eşlik ettiği şöyle bir canlı performansı var. hayatta en çok beğendiğim üç erkek aynı sahnede. matt berninger, aaron dessner ve justin. ne kadar küçükler ya burada.