federico garcia lorca

bir güzel adam.
ispanya iç savaşında faşistler tarafından kurşuna dizilerek öldürülmüş.
güzel adam; güzel şair.

"altımızdaydı gece. acının kristali,
ağladın derin uzaklıklar boyunca.
bir salkımdı acım cançekişmelerden
senin kırılgan kum yüreğinin üstünde."
neruda nın

ıssız bir evde,
korkudan ağlayabilseydim;
gözlerimi çıkarabilsem de ,
yiyebilseydim;
senin sesin için yapardım bunları,
yaşlı portakal ağacı sesin;
senin şiirin için yapardım bunları;
çığlık çığlığa fışkıran şiirin

şiirini yazdığı antifaşist şair
enteller arasında bir statü belirtisi. lorca aşağı, lorca yukarı.
gerardo diego'ya (ispanyol şair) şöyle yazmıştır şiir sanatı hakkında:

"ama ne diyeyim sana şiir üzerine? ne diyeyim bu bulutlar, bu gökler üzerine? görmek, görmek, görmek onları, görmek onu, işte o kadar. anlayacaksın bir ozanın şiir üzerine hiçbir şey diyemeyeceğini. eleştirmecilerle hocalara bırakalım bu işi. ama ne sen bilirsin ne ben ne de başka bir ozan şiirin ne olduğunu.

işte işte; bak. ellerimde taşıyorum ateşi. anlıyorum onu, çok iyi çalışıyorum onunla, ne var ki edebiyatsız anlatamıyorum. bütün şiir sanatlarını tanıyorum; beş dakikada bir düşünce değiştirmesem anlatabilirim de onu. bilmiyorum. günün birinde çok kötü şiire de bayılabilirim, bugün kötü müziği sevdim (sevdiğimiz) gibi. geceleyin partenon'u* yakacağım, ertesi gün yeniden kurmak üzere, hem de hiç bitiremeden.

konferanslarımda şiir üzerine konuştuklarım oldu, ama tek söz açamayacağım şey kendi şiirim. yaptığın işin bilincinde olmayışımdan değil. tersine, tanrı -ya da şeytan- yardımıyla ozan olduğum ne denli doğruysa, işçilik, çaba ve şiir denen şeyin de tam bilinciyle olduğum da o denli doğru."


*partenon, şu atina'daki büyük yapı. hani bütün atina fotoğraflarında görülen athena'nın büyük tapınağı.
dur, fotoğrafını ekleyeyim:
federico garcia lorca'nın yunan mitolojisine büyük bir ilgisi var anladığım kadarıyla. şiirlerinde çok fazla göndermeler, yunan mitolojisinden kahramanlar var.
little ashes filmiyle dikkatimi çeken federico garcía lorca *
1898 doğumlu şair, oyun yazarı, ressam ve piyanist. filmde dali'ye olan bağlılığı dolayısıyla sevgiye olan inancı etkileyicidir.
sevdiğim şiirleri için bakınız : http://www.enginfiroll.blogspot.com/#!ht...
it franco'nun askerleri tarafından kurşuna dizilmeden hemen önce son şiirini okur:

"özgür olmayan insan nedir?
söyle bana, mariana.
söyle, seni nasıl sevebilirim
özgür olmazsam?
sana kalbimi nasıl açabilirim
bu yürek benim değilse?"

anarşisttir, dahası deli gibi âşıktır. şairdir, ressamdır, müzisyendir.

onu öldüren itlerden biri "onu tam götünden vurduk, komünist bir ibneyi nasıl vurursan öyle." der.
oysa lorca'nın gücüne gitmez ki bu; it nereden bilsin?

"bazı çocukların kalbinde yitirdiğim gibi
birçok kere yitirdim denizde kendimi.
gidiyorum aramaya, suyu bilmeden,
beni çürütecek, ışık yüklü ölümleri."

eşcinseldir, güzeldir; dahası insandır, lorca.

"...
gelmek istemiyor.
ne gün,
ne gece.
ölebiliriz o yüzden.
ben senin uğruna.
sen de benim..."

kuma, gitarına, portakal ve nane ağaçları arasına, bir rüzgâr gülüne gömülmeyi ister.
neruda'nın bekleyen gözlerine, insanların okuyan dillerine gömülür.
bernarda albanın evi (abla diye okunur genelde) yerma ve kanlı düğün oyunları kadın üçlemesi olarak anılır. çok iyi oyunlardır.
yaşadığı dönemde açık yaşayacak kadar cesur bir eşcinseldir.