şeriatın yok edilmesi

gereklidir,bunu isteyen insanın başka bir görüşe veya inancı dışında yaşayan başka bir canlıya yaşama hakkı vereceğini sanmam,türkiye ye şeriat gelsin gelsin diyen mankafaların izmit kartepe de ellerinde 'ibne evliliği ' başlığıyla pankartları açması buna örnektir veya baskılanmanın sonucu olarak bir travestiyi veya transeksüeli kılıçla kesebilirler,bir eşcinseli 36 yerinden bıçaklayabilirler veya türkiye tamamen şeriatla yönetilse taksime yapılacak olan caminin önünde sallandırabilirler bütün 'ahlaksızları'
mümkün görünmeyen bir istek/durum.

şeriatin temel dayanağı kuran-ı kerimdir ve müslümanlar bu kitabın bilgilendiriciliği ile dini yaşar, allaha iman eder. *kuran-ı kerim mevcuttur. 1.3 - 1.5 milyarlık bir müslüman nüfusundan bahsedildiği bir devirde şeriatın yok edilmesi gibi bir durum söz konusu olmaz/olamaz. iran, suudi arabistan, afganistan, sudan gibi memleketlerde bir şeriatı yok etme timi kurulabilir ancak bizim gibi çoğunluğu müslüman ancak şeriat ile yönetilmeyen ülkelerde ise en fazla şeriat isteğini yok etme timi kurulabilir ki bir çoklarının demokratlık ile geçindiği bir ülkede bunu istemek ne kadar demokratlıktır tartışılır. neticede düşünce özgürlüğü bağlamında ele almak icap ediyor. demokrasi dedikleri şey... diğer yandan kemalist cumhuriyetin bunu yapmaya çalıştığı ancak başarılı olamadığı da herkesçe malum.

mezkur ülkelerin her biri islam medeniyeti dairesinde olup kendi yerelliklerini koruyarak kuranı yorumlamışlardır. türkiyelilerin bakış açısına göre hiç bir müslüman topluluk gerçek dini yaşamadığı gibi gerçek şeriat ile de yönetilmemektedir. peki şeriatın aslı nedir ve gerçekten kötü müdür? yoksa uygulayıcılarının elinde yanlış mı yorumlanmıştır? bence asıl sorular bu. eşcinsellik açısından ele alalım:

kuran-ı kerimde lut kıssasının kesin bir şekilde eşcinsel karşıtı olduğu söylenir. ancak çerçeve değil, genellikle parça üzerinden yorumlamalara gidildiği bariz bir gerçek, kimi zaman heteroseksüel zinasıyla da ilişkilendilir vs; bir çok yorumcunun gerek kendi gerekse mensup olduğu toplulukların homofobik bakış açısı yorumlamaların oluşmasında tesirli olmuştur. öyle ki allah kelamı olduğu için ayetler ve bütün olarak kuran-ı kerim nass olmasına yani tevil, içtihad kısaca farklı yorumlamalara açık olmalarına rağmen yorumcuların kişisel görüş ve inançlarından dolayı lutîlik neredeyse tek bir şekilde açıklanmış; genellikle yorumlar tekrar edilmiştir. bir yorumun makbul olması için aklı ikna edecek bir izahı olmalı. şahsen ben aklıma yatmayanları direk eliyorum. belki bir otorite değilim ancak bu hakkımın olduğunu düşünüyorum. sosyalist devlet tecrübelerine de göz atmakta yarar var. sovyetlerde eşcinselliğin bir anda kapitalizmin artığı sayılıp bir ceza haline dönüştürülmesi; kübada eşcinsellerin kamplara doldurulması… bu görüntüye bakıp sosyalizmin yok edilmesi gerektiği fikrine sarılmak mı icap eder? bence bu toptancı yaklaşım fikirlerin gelişimi önünde en büyük engeldir. *