hedonizm kamp diye yerler var. oraya giden çiftler, kampta tanıştıkları kişilerle cinsel deneyim yaşayabiliyorlar. herkes serbest. sevgilimi bir başkasının kollarında görmek dayanılmaz olabilirdi.
hiç de önemli değildir. özellikle lisedeyken benden 8 yaş büyük biriyle birlikte olduğumda ve yurtdışında, trende karşılaşıp yerimi verdiğim ve sohbet ettiğim 40-45 yaşlarındaki engelli hanımın bir süre sonra oturduğu koltuğun kolçağına oturmamı ve öndeki birkaç sırayı boşaltacak kadar insanın trenden indiği bir durağa geldiğimizde boşalan yerde yanyana oturmak istemesi ve benim bu durumdan hoşlanmam entry'nin ilk cümlesini makul ölçüde destekler.
sinirliyken susmayı ve doğru şeyler düşünmeye çalışırım. gitarım yanımdaysa onu tıngırdatırım yoksa da mutlaka 3 top etrafımdadır, jonglörlük yaparım. arada viski de yudumlamışlığım var ama jonglörlük başka...
yanında üstünüzü değiştirirken gözlerini günlük yaşamda görmeye imkanı olmayan bölgelere dikiyorsa, ve bu gözler kocamansa eşcinsel olduğunu düşünebiliriz. bi de bunların üstlerini değiştirecek başka seçenekleri olmasına rağmen ille de sizin odanızda soyunanları vardır. anlaşılmıyor işte, taktik lazım.
ilk çalışmalarda yalnızca korkuyu yönettiği düşünülürken sonradan tüm duygusal denetimlerde rolü olduğu keşfedilmiş. google'da yaptığı sunumda daniel goleman, her saniye gördüklerimize ait bilgilerin bir kısmının amigdalaya gittiğini ve amigdalanın "bu bir tehdit mi?" sorusuna cevap aradığını söylüyor. eğer tehdide dair bir bulgu varsa hipotalamus-hipofiz-adrenal aksını uyararak "savaş-kaç-dona kal" tetiği (fight-or-flight response) ile stres hormonları salgılatarak beyindeki tüm duygusal durumun değişmesine ve hafıza hiyerarşisinin tehditle ilgili bilgiler doğrultusunda yapılanmasına neden oluyor. ilginç olan amigdalanın bugünkü halinin hâlâ ilkel olması. yani ilk insanınkiyle aynı biçimde çalışıyor. (http://www.youtube.com/watch?v=-hoo_diop8k#t=16m20s)
asıl ilginç olan ise, eşcinsel erkeklerin amigdalasının, zıtcinsel kadınların amigdalasıyla aynı seyri izlemesi. aynı şekilde, eşcinsel kadınların amigdalası, zıtcinsel erkeklerin amigdalası gibi çalışıyor. bu bir anlamda, eşcinsel bir erkeğin bir başka erkek gördüğünde amigdalasının savaş-kaç-dona kal tetiğini (fight-or-flight response) harekete geçirmek yerine savaş-kaç-çiftleş (fight-flight-or-mate) tetiğini uyarması demek. http://news.bbc.co.uk/2/hi/health/7456588.stm
not: gerçekte beyinde "fight-flight-or-mate" diye bir tetik yok. amigdalanın çalışma biçiminin değişimi/farkı gülümseten bir dille anlatılmak istenmiş.
eşcinsellerin cinsel yönelimlerini ve eşcinsellik hakkındaki görüşlerini başkalarıyla paylaşması, ruh sağlıkları için önemlidir. aslında gey, lezbiyen ve biseksüel insanlar için kişisel gelişim süreci dolaptan çıkma olarak adlandırılmış ve bunun psikolojik gelişmeyle çok güçlü bir şekilde bağlantılı olduğu bulunmuştur. eşcinsel bir kişi; gey, lezbiyen veya biseksüel kimliğine ne kadar çok sahipse ruh sağlığı ve özgüveni o kadar gelişmiş olur.