and then we danced

bugün izlediğim filmdir. overallda bayağı başarılı buldum ben. filmdeki görüntüler çok etkileyici: merab'ın başına püsküllü bir şey geçirip dans ettiği sahne ve bütün düğün sahneleri görüntü açısından çok çok başarılıydı. bu başarının sırrı görüntü yönetmeninin ustalığı mıdır yoksa levan akın'ın müdahaleleri mi etkili olmuştur bilinmez. burdan sonrası spoiler olacak
 spoiler!
film gerçekten denildiği gibi kötü noktalanan bir ilişkiyi gösteriyor fakat filmin ana odağı kesinlikle bu ilişki değil. hatta ilişki çok yoğun duygular içermesine rağmen bir aşk değildi bence, bir tutulmaydı. film odağında merab'ın kimliğini keşif sürecine şahit oluyoruz ve yönetmen çok etkileyici bir dans sahnesiyle sonlandırıyor filmini. son sahnede merab heteronormatif gürcü dansını queerleştirerek film boyunca izlediğimiz kimlik arayışını zirveye taşıyor. ayrıca düğün sahnesinden sonra odasındaki bütün posterleri çıkarıp yalnızca spirited away'in afişini bırakması bu kimlik arayışının bir sembolü niteliğindeydi diye düşünüyorum ben.
cumartesi günü sonunda izleme fırsatına erisebildim. bir beklenti içine girmemistim filmi izlemeye giderken. gürcü kültürünü, danslarıni, hetero normatif düzeni cok güzel bir şekilde anlatıyor.

ana karakterin ıraklı ile tanıştan sonra kendini keşfetme hikayesini güzel ve sade biçimde anlatmış.
 spoiler!
merab'in ıraklı ile vakit geçirmeye başladıktan sonra hissettikler çok güzel naif bir şekilde anlatılmış. t-shirtini koklamasıyla başlayıp, küpesini çalmaya kadar devam ediyor. ama o küpeyi verdiği an içime yumruk gibi oturdu. elbet benzer şeyler yaşayanlar olmuştur. en sonda abisiyle yaptığı konuşma da ayrı güzeldi.


eşcinsel filmlerdeki çiftlerin devamlı buruk şekilde bitirilmesi olayından gına geldi. yok mu arkadaşım bi mutlu son ? tamam, normalde kimseye güvenilmez onu biliyoruz da ama en azından filmlerde bi mutlu son görseydik hani..
anlatmak istediğini eveleyip gevelemeden, sağa sola savrulmadan anlatabilmiş film. çok güzel gürcü ezgileri barındırır soundtrack albümünde, tavsiye ederim albümünü. ve bana iki filmi anımsattığını (burada herhangi bir itham yok) söylemeden geçemeyeceğim. bunlar "call me by your name" ve "whiplash".
şu sahne çok tatlı değil mi yav? robyn ablamız güzel söylemiş
levan akın yönetmenliğinde, isveç ortaklığını bir kenara bırakalım gürcistan söz konusu olduğundan, görünürlük ilkesine bakarsak başarılı bir iştir. özellikle kullanılan müzikler iyidir.
gürcistan ve homoseksüelite kavramlarını dnas ve özellikle geleneksel gürcü dansı üzerinden anlatması muhteşem,sıcak ve içten bir film. senaryo olarak daha iyi sonuçlar yazılabilirdi belki ama gürcü kültürünü düşününce "evet, böyle olurdu." diyor insan o yüzden oldukça gerçekçi de aynı zamanda. bayıldığım bir film. tavsiye ederim.