benim annem

dünyanın en atarlı insanıdır. benden kardeşime, babamdan dayıma, pazarcıdan dolmuşçuya, bakkaldan kasaba fırçasını yemeyen insan yoktur. aslında yüreği yufkadır ama insanları hizaya getirmek gibi bir derdi var işte. çok güzel yemek yapar, güzel misafir ağırlar- bu huyları bana da geçmiş şükür- ama ısrarıyla misafirlere mide fesadı geçirtir. "kilo aldın sen!" diye dertlenir, bir yandan da ağzımdan burnumdan yemek tepiştirir. her anne gibi çocukları için kaygılıdır. ben dersteyken arar, tabi ben telefona ancak tenefüste bakabiliyorum. bu arada "acaba başına bir şey mi geldi?" diye sinir krizi geçirir. yaklaşık 20 yıldır yaşıyoruz bu "neden telefonu açmadın?" krizini. her anne gibi çocuklarını evlendirip" murat almak" istedi ama çocukları bu mutluluğu ona yaşatmadı. iki lafın arasında on laf sokar falan filan. ama her şey bir yana annem o benim. gününü kutlamak için onu yemeğe götürdük bu akşam mutluluktan neredeyse garsonları bile öpecekti. seviyorum kız seni, annem benim!
herkesin annesi gibi, en kıymetli ve en özel sevgilidir...
az konuşan ve dedikodu sevmeyen, alçakgönüllü, sakin ve mazbut bir hatundur.