deizm

deizm veya yaradancılık, tüm dinleri reddeden ancak tanrı'nın varlığına inanan inanç biçimidir. dinler reddedildiği için peygamberler, kutsal kitaplar, sevap, günâh, ibâdet, vahiy, ahiret, cennet, cehennem, melek, cin ve şeytan gibi kavramların hiçbirinin deizm inancında yeri yoktur. yalnızca evreni ve doğa kanunlarını koyan, bunun ardından evrene ve insanlığa hiç bir müdahalesi olmayan bir tanrıya inanılır. bu tek inancın kaynağı, dolaysız yoldan algılarımızla doğaya ve insanın yapısına duyulan hayranlık ve bunları bir yaratan bir gücün olması gerektiğine yönelik inançtır. deizmde insan için en önemli ödev, evren'i ve yasalarını akıl yoluyla bilmek, anlamak ve zihnini sürekli geliştirmektir.
deizm, evrim teorisine karşı değildir. deizm'e göre insan, tanrı'nın oluşturduğu kurallar çerçevesinde, daha ilkel canlıların evrimleşmesi sonucu oluşmuş olabilir. burada dikkat edilmesi gereken konu yaradan gücün belirli kuralları önceden koymuş olmasıdır. başka bir deyişle tamamen kendiliğinden bir oluşum söz konusu değildir. bir yaratıcıya inanmak, o yaratıcının, insanı aşama geçirmeksizin bir anda yarattığı fikrine inanmayı da gerektirmez; ama musevilik, hıristiyanlık, islam gibi semavi dinlerde insanın, önceden evrim geçirmeksizin, bir anda yaratıldığına inanılır. evrim teorisine karşı akıllı tasarım görüşü ortaya atılmaktadır. bu inanış deizm'de bulunmak zorunda değildir.
deizm doğadaki tasarımlar/kanunlar ışığında akla ve mantığa dayalı bir tanrı inancıdır. deizm’in doğasında ve felsefesinde korkutma ve hurafeler yoktur. ancak, aklımız/mantığımız ve inancımız deizm'de bir arada bulunur. evrenin harika yapısı ve gördüğümüz yaradılış sistemi, tanrı'nın mevcudiyetine, bize kitapların gösterebileceğinden çok daha büyük bir kanıttır ve aynı zamanda onun gücünün büyüklüğünü gösterir.
deizmin dünyadaki kötülüklere cevabı nedir? eğer ilk evrimsel döngüden beri sahip olduğumuz tanrı vergisi aklımızı benimsersek, dünyadaki kötülüklerin birçoğu aşılabilir ya da ortadan kaldırılabilir. unutulmamalıdır ki, keşfettiğimiz doğa kanunları ve bilgisayarlardan tıbba kadar keşfedip lehimize kullanmayı öğrendiğimiz her şey sonsuza dek var olacak. ama insanoğlu bilgiyi kazanmanın ve öğrenmenin yerine korku ve hurafeler içinde yaşamayı tercih etmeye karar verdi. başarıya ulaşmak için sıkı çalışmaktansa yaptığımız davranışlardan sorumlu olmadığımıza inanmak çok daha kolay geliyor.
deizm tüm soruların cevaplarına sahip olduğunu iddia etmiyor. yalnızca yanıtların doğru tarafında bulunduğunu iddia ediyor.
deizm ateizmin bir şekli midir? kesinlikle hayır. ateistlere göre tanrı yoktur. deizm tanrı vardır der. deizm vahiyle gelmiş olduğu söylenen dinleri reddeder ancak tanrıyı reddetmez.
tanrıya, yaradana inanıp dinlere inanmama durumu.

(bkz: deist)
"tanrı yüceltilmiş babadan başka bir şey değildir." sigmund freud

bir deist olarak benim tanrıyla ilişkim babamla olduğu gibidir. ona da babama duyduğum kadar saygı duyar babamdan korktuğum kadar korkarım.

"psikanaliz sayesinde din ihtiyacının köklerinin çocuklukta yaşanan komplekslere ( oedipus kompleksi ve elektra kompleksi ) dayandığını öğrendik. artık her şeye gücü yeten tanrı ve tabiat ana imajlarının çocuklukta tecrübe edilen baba ve anne imgelerinin yüceltilerek tekrar canlandırılmasından başka bir şey olmadığını biliyoruz.”
kısaca dinlere inanmıyorum ama bir tanrı var demektir.
bir çok insan için ateizm den bir önceki adımdır.
ateizmin ilk basamağı olduğu söylenir hep. doğrudur da.

ritüel; bir dine ait ( deist ( panteist ( agnostik ( ateist şeklinde olmakla birlikte basamaklar arttırılabilir tabi ki.
pek cok kez ateistlere laf yetistirilirken agnostisizm ile birlikte es gecilen inanis, dusunce yolu. cogu insanin, bu tarz inanis bicimlerinden haberi bile yoktur. varsa yoksa din, ve zitti ateizm vardir. haberleri olmadigi icin, tanri inanci/korkusu sahibi pek cok escinsel kendilerini bulunduklari toplumun inandigi dine hapsetmek zorundaymis gibi hissederek varolabilmek adina pasajlar ayetler icinden kelime secerek, 5 kat dondurerek rahatlamaya calisir.

pek cok ateist ve agnostik'e gore dusunebilen ama korkanlarin kacis yoludur.
kutsal kitaplardan bağımsız, bir yaratıcının varlığına inanmaktır. fakat bazı deistler yinede temelini yetiştirildikleri dinden almaktadırlar ve belli bir mantıkla bu ibadetlerine devam edebilmektedirler. asıl karşı çıktıkları dini kitapların değiştirilmiş olmasıdır ve akıl, mantık çerçevesinde bunları süzüp kendilerine göre yaparlar. bu yüzden dine kendilerince bir yorum katabilmektedirler. fakat bunu kimine göre bu allah korku ile açıklanabilir ama genellenemez.

konuyu belki karma felsefesine de bağlamak mümkündür. bu da iyi yaptığına ve faydalı olabileceğine, kimseyi incitmeden iyi bir şeyler yaptığına olan inanç temelinde huzur duymak diyebiliriz. ama bunu mutlak bir mükafat ya da bir ceza beklentisi için yapılmaz. kesin bir ahiret beklentisi ile değil, önlerindeki yaşamın kıymetini bilmek, daha iyi hale getirmek diyebiliriz. temelinde yaratan korkusu olupta buna inananlar olduğu doğrudur ama deistler hakkında genel geçer, yüzeysel bir bakış açısıdır. herkesi aynı kefeye koyamayacağımız gibi her yaşayışa göre çeşitlilik gösterebilecek, ucu açık bir yaşam biçimidir deizm.

http://tr.wikipedia.org/wiki/Deizm
bu benim inanışım, deistim. bir yaradan olduğu şüphesiz bence, ama bu yaradana da son entry'deki arkadaşın dediğin dediği gibi dünya'da bunca şey olurken saygı duyulmalı mı, koşulsuz sevilmeli mi bilmiyorum. herkesin inanışına saygım var, fakat ben böyle düşünüyorum.