dut

dutgiller ağaç ailesine ismini veren, ana vatanı çin olan dut ağacının aynı zamanda meyvesi. kırk yıl düşünsem aklıma gelmeyecek bir meyvedir, ömrü hayatım boyunca sevemedim, beyaz ve mor* çeşitleri vardır, ayrıca çeşitli şurupları da yapılır. ipek böceklerinin en sevdiği ağaçtır, koala için okaliptüs ne ise ipek böcekleri içinde dut yaprakları bulunmaz besin maddesidir.
beyaz olanının tadı güzeldir ama en ufak bir yağmurda ya da güneşli bir günde hemen rengi atar, tadı kaçar. kara dut ise daha dayanıklıdır ve tat olarak biraz daha ekşidir.
bıraksalar kürekle yiyeceğim meyvedir. malesef mevsimi kısa sürer. en has beyaz dut ankara ayaş'ta çıkar ve festivali yapılır. ekşimtrak tatlı karaduttan ise süper reçel yapılır. köyde akrabası olan her çocuk hayatında bir kez olsun dut ağacına çıkmış ve üstünü başını rezil ederek o müthiş meyveden yemiştir.

ps: istanbul'da dut yemek isteyenler, mevsimi gelince kurtuluş ve pangaltı manavlarında en hasını bulabilirler...
mevsimi yaklaşmakta olan mükemmel meyve.
hem mide hem de bağırsak dostudur.
hangi cinsini bulursanız bulun, bulduğunuz yerde yiyin ve yedirin!
bizim evin ilerisinde bir nehir var. ayrı zamanda çok anlam yüklüyorum ben o nehre. çok gizemli bir yermiş gibi geliyor. şimdi ne oldu bilmiyorum oraya, umarım bir şey olmamıştır. her neyse, orada dolu dut ağacı, portakal ağacı falan var. dut mevsimlerinde oraya gidip, bolca dut yerdim. sonra bazen mangal yapmaya gittiğimizde nehrin ortasına yatıp gökyüzünü ve uzaktan şehri izlerdim. keşke bu yıl da gitsem. çok güzel bir meyvedir; eğer dalında yiyorsanız. çok nostaljik bir havası vardır benim gözümde.