ertelemek

ölümü, onun nasıl bir şey olduğunu düşünmeyen, yarın hep var sanan insanların zırhı. bir üşenme hali, bir hareketsizlik. kandırıyoruz işte kendimizi. ölüm yakın. ölmeyecekmiş gibi yaşayanlar bu dünyayı bu hale getirmediler mi? öyle olmamak gerek.

gerçekler var evet, bu gerçeklerin temel paydasından kopmadan, ne hayaliniz varsa, hiç birini ertelemeyiniz.
çok uzun zamandan beri muzdarip olduğum kötü bir alışkanlık ya da kişilik özelliği. 5-6 ay kadar önce john perry tarafından kaleme alınan "erteleme sanatı: oyalanma , savsaklama ve kaytarma rehberi" kitabı gördüm. kitap ertelemeye farklı bir açıdan yaklaşıyor. önce kitabı kısaca tanıtayım.
kitap,
giriş- erteleme paradoksu
sistematik erteleme
erteleme ve mükemmeliyetçilik
yapılacaklar listesi
ritmi yakala
bilgisayar ve erteleyiciler
yatay düzenleyicileri savunmak
düşmanla işbirliği yapmalı mı
ek faydalar
erteleyiciler sinir bozucu olmak zorunda mı?
birtakım derin sonuçlar
ek: alışkanlıktan kurtulma yöntemleri

adlı bölümlerden oluşuyor.

yazar ertelemenin bir alışkanlık değil bir kişilik özelliği olduğunu ifade etmiş. bu durum ise sistematik erteleme kavramını kullanıyor. sistematik erteleyiciler işlerini sürekli bir şekilde ertelemeye meyilli insanlar. bu insanlar daha çok mükemmelliyetçi olduklarından yani yapacakları işin her yönüyle kusursuz olmasını istediklerinden dolayı erteleme eğilimindeler. bir işi mükemmel yapma isteği kişide duygusal çalkantılara, bir takım fantazilere yol açar ve kişi vaktini boşa harcar.

bu durumdan kurtulmak için çeşitli stratejiler öneriliyor. açıkçası bunlar ertelemeyi tamamen yok etmeye yönelik değil sadece ertelemenin kişinin hayatındaki etkilerini en aza indirmeye yönelik. yazar kendisini de sistematik bir erteleyici olarak tanımlıyor ancak buna rağmen önemli işler de yapabildiğini dile getiriyor.

erteleme huyu olan kişiler varsa kitabı okumalarını tavsiye ederim.
osmanlıca ve farsça"da ötelemek, tehir etmek ve ati'ye bırakmak gibi anlamları olan zaman öneli.
erte sözcüğünden türetilmiş bir sözcük. sabah anlamına geliyormuş erte sözcüğü. bunun da anlamı "sabaha bırakmak" gibi bir şey oluyor.