gruplaşmak

grubun içinde başka bir grup olmak. istemeden gerçekleşir. ana gruptan kopma sebebidir ya da gerçekleşmesi yüksek ihtimali olan bir durumu ortaya çıkartır.

(bkz: dağılmak)
(bkz: dışlamak)
(bkz: dışlanmak)
insan doğası olarak yorumladığım durum.
mesela yıllarca bütün olmuş, uyumlu çalışan, karşılıklı sevgi saygı odaklı bir sınıfım olsun istemişimdir. çocuk kitaplarındaki gibi yani. ama ne ilkokulda ne ortaokulda ne lisede böyle bir ortamla karşılaştım. bir yerde kopuyor ne yazık ki ilişkiler. dediğim gibi insan doğası, takmamak lazım.
sosyolojide, psikolojide, işletme yönetiminde, örgüt biliminde,...vb. tüm sosyal bilimlerde, "birey"den sonraki ikinci odaktır "grup" ve grup ilişkileri.
son derece doğal bir eğilimdir gruplaşmak.
bireyin aidiyet ihtiyacını karşılar ve sosyalleşmesine fırsat sağlar.
engellenmesi değil, gruplararası çatışmaların en aza indirilmesi önceliklidir.
ortak paylaşılabilecek şeyleri olan veya ortak amaçları olanlar oluşturur genelde. çok normaldir genelde kafamız '' en kötü taraf tarafsız olmaktan iyidir'' le çalışır. aslında doğada da böyledir bu, birbirine benzeyen ve ihtiyacı olan canlılar birlikte hareket ederler ; avlanırken, göç ederken vs. ama her grubun tipik hikayesi ; yalnızlar birleşir, başta takılırsınız sonra herkes yakın olacaklarını gözüne kestirir, grubun içinde ayrı ayrı yakınlıklar olur, sonra da biri pastanın içine sinek düşürür hayal kırıklığına uğrarsınız, sonra bir bakmışsınız herkes onun yanında -siken sevilir çünkü- sonra yine kendi yolunuzdasınız.
psikoloji ve felsefeye hakkında geniş bir bilgim olmasa da, benim gözümde yine bunlardan kaynaklı bir oluşum.ilkokuldan üniversite sonuna kadar hayatımın hemen hemen her alanında gruplaşmayı fark ettim-sanırım grubun en içinde gözüken aslında kimsenin şeyinde olmadığımdan epey dışında olan kalmamdan da olabilir. kasıtlı veya değil, bu gruplaşma yine aslında insan doğasının sonucu. kişiler belki özgüven veya başka bir şey eksiliği, veyahut hiçbir problemi yoksa da bir yere ait hissetme (zorunluluğu)-aidiyet, hele de itiraf edemesek de birçok insanın en büyük korkularından olan yalnız kalma korkusu ile artı veya eksi bir şeyler paylaştığı insanlarla bir topluluk çatısı altına giriyor. aynı bireylerin mülkiyet, özel hayat gibi haklarından fedakarlık ederek aidiyet, otokontrol, güvenlik vb haklar için devlet çatısı altında toplanması gibi. zira bir arkadaş grubuna dahil olup içerisinde sürtüşmeler yaşamayan yok değildir herhalde.

ya da en temelde 'being part of something special, makes you special.'' anlayışından yola çıkarak insanın hayatını anlamdırma isteği-bir şeyin parçası olarak o boşluk hissinin dolması. halbuki arkadaşlık bakımından yalnızlık çok da kötü bir şey değildir, insan kendisine zaman ayırır ve dahası, kendisinin en iyi arkadaşı olmayı öğrenir bu süreçte.