her şeyin ingilizcesi havalıdır

havalı yerine cool,
abartmak yerine egzajere etmek,
ilgilendirmek yerine enterese etmek,
ibne yerine queer demek her zaman daha havalıdır.

(bkz: denedim, gördüm!)
aslında doğru düzgün türkçe konuşamayan bir insanın ingilizce bildiğini bize aşılama çabalarıdır. zira ana dili türkçe olan birinin türkiye de yaşadığı halde ingilizce kelimeler kullanması ya kelime dağarcığının ya da beyninin küçüklüğüne işarettir. o kapasiteyle oturup ingilizce muhabbet etsen iki kelimeyi bir araya getiremez sadece 'aaa you knoooow' diye iki saat cümleleri kafasında birleştirmeye çalışır. yurtdışında yaşayıp kafası türkçe ve yabancı dille allak bullak olanları bu kategorinin dışında tutuyorum ama.
bugün işte biri bana gugıldan sörç et dedi.ne kadar tiksindim.lan ya türkçe konuş yada ingilizce.türkçe konuşurken ingilizce kelime kullanmak zekiliğin değil anadilini kullanmaktaki cehaletini gösterir.
(bkz: çok cahilsin keşke ölsen)
yabancı dilden bazı kelimelerin türkçe'de artık bir yer ettiği açıktır ama bu husus üstte de belirtildiği gibi plaza türkçesi olarak karşımıza çıkmaktadır. bir başka versiyonu ise bunun kendi şahit olduğum, eğitim olarak ileri- amerikan okullarda da görülmektedir : vize değil, midterm. araştırma ödevi değil paper. gibi gibi
mesela artık kimse ingilizce'de google için search kelimesini kullanmaz, direkt "google it" der. sörç diyen adamın özentiliğini buradan da anlayabilirsiniz.
literatüre hakim değilseniz yabancı dili sadece gerektiği zaman kullanmak en mantıklısıdır. ötesi yoktur.
en iyisi aileye açılma konusunda işe yarar diye düşünüyorum.
- ben gayim. ya da
- ı'm gay. bana ingilizcesi daha kulağa hoş geliyor gibi geldi.