marvelous

Durum: 410 - 0 - 0 - 0 - 12.01.2017 15:36

Puan: 6840 - Sözlük Kezbanı

12 yıl önce kayıt oldu. 3.Nesil Yazar.

Cunning is fundamental.
  • /
  • 21

ayı sözlük yazarlarının kullandıkları parfümler

hugo boss-dark blue ve lacoste-pure blanc

doğduğun gün liste başı olan film

true lies (bkz: 1994).

arnold şıvarzeneger ve jamie lee curtis'in başrol oynadığı oscar adaylı bir filmmiş. yönetmeni de james cameron'muş. konusu ve ismi fazla klişe geldi yalnız. *

ezginin günlüğü'nü sevmeyen insan

türkiye'nin en kaliteli müzik gruplarından biridir. melodileri, sözleri kendine hastır, naiftir, dinlendirir. türkçe'yi deforme etmeden en poetik ve naif haliyle kullanırlar. yıllardır politik duruşlarından taviz vermemelerine rağmen bunu şarkılarında asla propaganda malzemesi yapmazlar; bu nedenle de her kesimden dinleyicileri vardır ve politik tavırlarını bilmelerine rağmen buna saygı duyarlar, yadırgamazlar.

8 kasım 2016 amerika başkanlık seçimleri

george bush'tan sonra değişen güvenlik algılı dünya konjonktürü bildiğimiz üzere obama yani demokratlar ile revize edilmişti ancak sanıldığı gibi geçtiğimiz bu 8 yılda dış politikada pek barışçıl yollar izlenmedi. içte genişletilmiş insan hakları, dışta var olan statükonun korunması şeklinde bir politikaydı anlayacağınız. o nedenle bu seçimler farklı yönlere gidiş anlamında önemli. ya clinton ile var olan dış politika ilkeleri korunarak -belki biraz daha revize edilerek- devam edecek + iç politikada da obama'nın getirmiş olduğu azınlık, latin, siyahi, kadın hakları gibi konulara tekrar eğilinecek, ya da trump ile daha içe dönük, korumacı ve izole bir iç politika (kazanılmış hakların geri alınması da söz konusu) + kendine yeter bir dış politika anlayışı benimsenecek. her iki sonuçta da dünya konjonktürü önemli değişmeler geçirecektir diyebiliriz.

selahattin demirtaş'ın gözaltına alınması

bir lgbti sözlüğünde bile bu duruma sevinen "oh olsun"cular var ki ben buna diyecek bir şey bulamıyorum.
demirtaş'ı veya hdp'yi hiç sevmeseniz bile empati kurmak zorundasınız. bugün kürtler, yarın laikler, lgbtiler, ulusalcılar diye devam etmesi muhtemel bir senaryoyu görüp de hala nefret dili kullanmak için düşük zekalı olmak gerekiyor.

artan kek hamurunu parmaklayıp yiyen çocuklar

kakaolusu her zaman daha lezzetli gelirdi bana. yaşınız biraz daha büyüyünce kek hamurundan puding tenceresi dibine terfi ediyorsunuz. *

homojen party vol.2

bigudilere doyamadık. ayrıca lütfen okey'in o vasat çilekli lubricant'ı olmasın, o yoksa gelirim asfdjkls.

stefan johansson

sevgilinin akp'li olması

7. nesil

7. nesili görünce kendini görmüş geçirmiş, tecrübeli, yıllanmış şarap gibi hissedecek olan 3. nesil yazarlara selam olsun o vakit. başlığı görünce bile wowowow oldum hani asdjlskd

star deniz

annesinin ölümüyle kendisini dine imana vermesiyle bir tuğçe kazaz, niran ünsal samimiyetsizliği yaratsa da yine de herhangi bir tiksinti yaratmadı bende. belki de içinde imanı ve moda aşkı hep vardı, zorunluluktan seks işçiliği yapıyordu sanırım bir çoğu gibi. seks işçiliğine veda olarak yaptığı açıklama videosunda da içinde olan moda sevgisinden ve isteğinden bahsediyordu. umarım sevdiği işte isteyerek ve başarılı olarak devam eder.

white chocolate mocha

aşırı şekerli ve kalorili kahveli içecek. * bi ara severdim de neden severdim pek anlamlandıramadım şu an, çünkü ne kahve tadı ne de normal mocha'daki gibi çikolata tadı alabiliyorsunuz. bunun nedeni de beyaz çikolata dediğimiz şeyin aslında çikolata olmamasıdır. *

fuck you

joanne

bolca slow'lar, gitar soloları, beklenmedik nakaratları ve tabii ki ağır country etkisi ile "deneysel" bir gaga albümü olmuş diyebilirim. önceki tüm albümlerinden farklı bi noktada olduğu kesin. alışılmışın dışında bi gaga albümü olduğundan baya eleştirilecektir ancak yine de dikkate değer bir emek var.

million reasons: bunun hakkındaki yorumumu şarkının başlığına yazmıştım zaten. başarılı bir gaga balladı olmuş.
perfect illusion: çıkış parçası için zayıf kalsa da albüm içerisinde sırıtmıyor, albümün genel havasına uygun hani.
a-yo: buram buram country rock kokuyor. gitar sololar var. orta tempo, ortalama bi gaga şarkısı olmuş. beğendim diyebilirim.
diamond heart: bass ağırlıklı bir şarkı. pek beğenmedim. gaga için fazlaaaa sıradan. nakaratı zayıf.
joanne: diamond heart'tan bariz daha iyi. bu da fazla sakin ama kötü değil kesinlikle. sevdim diyebilirim. hisli bir şarkı olmuş. albüm ismini hak etmiş.
john wayne: 2000'ler alternatif rock tınıları epey hissediliyor. ayrıca ismini western filmlerinin yıldızından alıyor. değişik bir şarkı olmuş.
dancin' in circles: ciddi anlamda doğu avrupa-balkan pop tınılarına sahip. baya baya shantel falan. o yüzden beğendim. gaga'dan hiç beklemeyeceğim bi şarkı olmuş. * *
sinner's prayer: ağır country bu da. pop-country de işte, country kısmı daha bi ağır basıyor. bon jovi fanı olduğumdan country'e epey aşinayım, bu yüzden little monster'lar gibi pek yadırgamadım. albümün geneli için geçerli bu arada.
come to mama: müzikal şarkısı gibi. 70'ler sound'ı var biraz. yordu dinlerken. iyi mi kötü mü karar veremedim ama fazla tanıdık.
hey girl: florence welch ile olan bir düet bu da. şarkının iyi veya kötü olması bir kenara, bu iki harika sesi arka arkaya duymak tam bi eargasm. vintage esintilere sahip. nakaratı diğer şarkılara nazaran daha bi sağlam sanki. pure synth sound'ları da şarkıya ayrı bi tat katmış.
angel down: bu şarkının olayı nostaljik tınıları kesinlikle. onlar olmasa sıradan bir slow şarkı olacakken daha farklı bi noktaya evrilmiş.
grigio girls: yine çok tanıdık bi şarkı. farklı diyebileceğim tek şey, gaga'nın güçlü vokali.
just another day: fiona apple'ın criminal şarkısına çok benzettim. sevdim ama. o şarkıyı da severim çünkü. *

arkadaşının gay olduğunu nasıl anlarsın

zen bahçesine giren tinerci

bayan mı kadın mı tartışması

male-female durumudur kısacası, ötesi yoktur. yani biyolojik olarak ya kadın ya erkek olarak doğarsınız. ancak regl olana kadar kız çocuğu deniyor bildiğim kadarıyla, yani 20-25 yaşındaki kadınlara "kız" denmesinin önüne geçiliyor bir nevi. regl olduktan sonra da cinsel erişkin yani kadın olmuş oluyor. çünkü kız-kadın ayrımı da evlilik ve bekaret ile ölçülüyor toplumda. misal, 40 yaşında bir kadın evlenmediyse ona "kız" deniyor çünkü evlenmediyse kızlık zarının da yırtılmamış olduğu kabul ediliyor. * bu ayrım aynı zamanda ingiltere'de miss, mrs; fransa'da da madam, matmazel tanımlaması üzerinden dönüyor: tabii orada da evlenmiş-evlenmemiş mantığı ile kadınlar yaftalanıyor.

bayan, hanımefendi, hanımkız, kız-oğlan-kız diye bir şey yok aslında. kadın demek saygısızlık değil sonuç olarak. bayanın da baydan türediği tartışması da hiyerarşik bir tartışma mesela.

geç saatlerde kadın yazarların online olmaması

million reasons

perfect illusion'dan altyapı olarak daha iyi duruyor ya, sevdim ben. ama henüz kulaklarımdan avrupa oyunları'nın açılışında söylediği imagine cover'ı silinmemişken ondan başka bir slow şarkı duymak garip geliyor. umarım albümde o cover kadar güçlü slow şarkılar bulunur. gerçi çok da bulunmasın hani, gaga bu, insan hareketli ve farklı bir şeyler duymak istiyor. *

yaprak dökümü nihat vs yaprak dökümü tahsin

yakışıklılık, zenginlik, coolluk gibi şeyler geçici olduğundan güçlü bir kişiliği ve sadakati daha tercih edilebilir buldum açıkçası da bunun yaprak dökümü üzerinden olması şaşırttı tabi asjdkhs. ayrıca psk'nın tercihine şaşırdım, şevket oğuz'dan daha yalancı ve dolandırıcıydı + parasını herkese kaptırıyordu, bence onu seçmeliydi. * e bu durumda da kendisi ferhunde olma şansını kazanabilirdi, olsun. * *
  • /
  • 21
Henüz bir favori entry yok.

Toplam entry sayısı: 410

lykke li

eurovision takip etmeyen gay

dünyanın en büyük ve eğlenceli gay organizasyonundan bihaber olan eşcinseldir. muhtemelen yarışmayı da sıradan ve demode buluyordur. tuhaf kafalar. aynı şekilde drag şovları, gay prideları, life ball etkinliklerini de ya bilmiyor ya gereksiz buluyolardır. mesela conchita için "ne gerek var ki sakala filan" derler.

ayrıca türkiye yok diye izlememek neyin kafası yahu? bildiğin eşcinsel etkinliği bu. milli gurur kabartmak nedir ayrıca allasen...

iskenderiye kütüphanesi

bu kütüphanenin başına gelenin bir benzeri de alamut kalesi için gerçekleşmiş. tıpkı buradaki gibi orada da tarihi değiştirebilecek düzeyde el yazması eserlerin olduğu rivayetleri var. hatta bilenleriniz vardır; kaleyi timur önderliğindeki türk orduları yıkmıştır. bu hareketle iran haşhaşileri sert bir darbe alarak eski güçlerine kavuşamamışlardır, hatta gerileyerek yok olmuş da diyebilirsiniz fakat haşhaşilerin yani suikastçilerin günümüzde de varlığını sürdürdüklerini düşünüyorum. (bunu sadece bir iktidar mücadelesi olarak mı yoksa sünni inancının şii "kültürüne" olan saldırısı olarak mı görmeliyiz o konuda emin değilim.)

yine benzer rivayetler iskenderiye kütüphanesi'nin yıkımı için söz konusudur. fakat bu sefer yükselen semavi dinlerin müritlerinin deli cesareti, antik dönem gelişmiş mısır medeniyetine karşı önemli üstünlük kazanarak yıkılmasını sağlamıştır. kütüphanenin ard arda müslüman ve hristiyan ordularının hışımına uğradığı söylenmektedir. üzücü olan durum bence budur. "dark age" dediğimiz dönemlere girişin göstergelerinden. hatta bu karanlık çağ öylesine uzun sürmüştür ki neredeyse rönesans'a kadar aydınlıkçı pek fikir geliştirilememiş, pek yazma eser yazılamamış ve az çok bir şeyler yapmak isteyen düşünür ve bilim adamları da yine bu ilahi din kurumları tarafından elimine edilmiştir.

tarihte kelebek etkisi dediğimiz şeyin etkisinin olduğuna inanıyorum biraz. ha, tek neden tabii ki bu değildir fakat tarihi değiştiren çoğu şey bu yazma eser kütüphaneleri ve derme çatma bilim evleri-rasathanelerde ortaya çıkmıştır. siz uygulama alanlarını yağmalar ve yok ederseniz sonra neden bu durumdayız deme hakkınız kalmaz. bugün mısır'ın hali bu kadar kötüyse bunda zamanında sahip oldukları eşsiz medeni kültürü yok etmelerinin önemli nedeni olduğunu düşünmekteyim.

akp li gay

geçen nickini ilk kez görünce bi gülme geldi bana. hayır, mhp'li veya chp'li, hatta hdp'li gay olsa dahi gülerdim.

oldukça dikkat çekici bi nick aslında, bu yönüyle takdir edilesi. iyi güldürdün asdfsds

ali ismail korkmaz

uzun zamandır bir insan için bu kadar içim yanmamıştı. belki yaşıtım diye kendimi onun yerine koydum, belki kendimi veya onun yerinde olabilecek bir arkadaşımı düşündüm. yaşıtlarımla yaptığım muhabbetler aklıma geldi belki. benim yaşadığım veya çoğu yaşıtımın yaşadığı gelecek kaygısını o da yaşıyordu. geçen yıl benimle aynı vakitlerde üniversite hayalleri kuruyordu belki, ya da sahip olacağı meslek sonrasında gelecek hayalleri vardı. ve ben ilk defa kardeşim gibi gördüğüm bu insan için ağladım...

yazıklar olsun böyle ülkeye, böyle hükümete, böyle adalete...

pasif eşcinsellerden soğuma sebepleri

tamam, pasiflerden bir şekilde soğudun, ama:

"biseksüellerin kafası karışık. heterolar tü kaka. ap'ler seksten anlamıyor. full aktiflerin allah cezasını versin zaten."

bunlar benim görüşüm değil, sadece hakim düşüncelerden birkaç örnekti.
diyeceğim o'dur ki; kendi aramızda bile birbirimizden soğumak için eften püften bahaneler bulmaya çalışmayalım. buradan çok komik gözüküyor çünkü.

küsenler barışsın kampanyası

öncelikle bir şeyler yazıcam, anlamsız yere eksilemeden bir okuyun bence. yeşil elma nickli milliyetçi ablamız diğer ak-troller ile birlik olurken ve biz ona bir şeyler anlatmaya çalışırken hepimize vatan haini gibi ithamlarda bulundu ve bu aklanma girişimi o aralar yoktu. öncelikle o milliyetçi beyinlerinize şunu sokun: bizler bu ülkede kalıcı barış için uğraşıyoruz. bizler insanın ölmesine üzülüyoruz ve daha fazla kan aksın istemiyoruz. fakat sizin politikalarınız malesef kan ve gözyaşı getirdi bu ülkeye. şimdi herkes barışsın diyorsunuz, fakat biz her barıştan bahsederken ortalarda yoktunuz. bunu gerçekten suçlamak için yazmadım bu arada. neyse.

şimdi diyenleriniz oluyordur bu kadar tartışma kavga neden herkes barışsın bilmem ne diye.. evet, şu sözlüğe bir şeyler yazmak kelebek etkisi gösterebliliyorsa bu bir kazanımdır, ve bu kavga ile olacaksa olsundur. şuraya yazılanlar tartışılmasın mantığı ile kenara atılıp tartışanlar suçlanıyorsa vay halimize. o zaman her sesi çıkana anarşist-terörist damgası yapıştıran devletten ne farkımız kalır?

küsenler varsa onlar da bu başlık altında barışsın, negzel işte güzel fırsat, gerçekten. hazır konuşabilme tartışabilme platformlarımız varken değerlendirmeliyiz; yarın bir gün post-siyasal islam dönemine girersek buralar hep kapalı olacak çünküsü.

struggle is real, my friends. bearhairy beybiliboy kankime selamlars. * *


edit: anlamsız veren arkadaş neyi anlamsız bulduğunu yazarsa bi nebze aydınlanırız belki, gofrettin'in ışıkları gibi *.



recep tayyip erdoğan'ın götünün kılıyım

"ak partiliyiz, ak partili. hulooooğğğ" diye bağıran hemcinsinin kankasıdır muhtemelen. geceleri ayran içip, idollerini * izleyerek orgazm olmaları da muhtemel.

selahattin demirtaş'ın gözaltına alınması

bir lgbti sözlüğünde bile bu duruma sevinen "oh olsun"cular var ki ben buna diyecek bir şey bulamıyorum.
demirtaş'ı veya hdp'yi hiç sevmeseniz bile empati kurmak zorundasınız. bugün kürtler, yarın laikler, lgbtiler, ulusalcılar diye devam etmesi muhtemel bir senaryoyu görüp de hala nefret dili kullanmak için düşük zekalı olmak gerekiyor.

ramazanda içki içmeye devam ediyoruz kampanyası

içen içiyor zaten kısacası umrumda değil milletin tuttuğu oruç. saygı duyarım tamam da onun bunun orucunu ben de mi yaşamak zorundayım bu çöl sıcağında?
bu havada buz gibi bira içilmez de ne içilir siz söyleyin madem.

neyse size hayırlı ramazanlar, göstermelik hoşgörünüzle birlikte. beni olduğum gibi kabul eden ediyorsa tamamdır zaten.

madonna

abartılıyor mu ne. başıma bir iş gelmeyecekse söyleyebilirim ki lady gaga'yı her anlamda daha başarılı buluyorum bu kadından.

lezbiyenlerde aktiflik pasiflik

valla lezbiyenler bile anlamıyorsa bizden anlamamızı beklemeyin. :p *

küsenler barışsın kampanyası

öncelikle bir şeyler yazıcam, anlamsız yere eksilemeden bir okuyun bence. yeşil elma nickli milliyetçi ablamız diğer ak-troller ile birlik olurken ve biz ona bir şeyler anlatmaya çalışırken hepimize vatan haini gibi ithamlarda bulundu ve bu aklanma girişimi o aralar yoktu. öncelikle o milliyetçi beyinlerinize şunu sokun: bizler bu ülkede kalıcı barış için uğraşıyoruz. bizler insanın ölmesine üzülüyoruz ve daha fazla kan aksın istemiyoruz. fakat sizin politikalarınız malesef kan ve gözyaşı getirdi bu ülkeye. şimdi herkes barışsın diyorsunuz, fakat biz her barıştan bahsederken ortalarda yoktunuz. bunu gerçekten suçlamak için yazmadım bu arada. neyse.

şimdi diyenleriniz oluyordur bu kadar tartışma kavga neden herkes barışsın bilmem ne diye.. evet, şu sözlüğe bir şeyler yazmak kelebek etkisi gösterebliliyorsa bu bir kazanımdır, ve bu kavga ile olacaksa olsundur. şuraya yazılanlar tartışılmasın mantığı ile kenara atılıp tartışanlar suçlanıyorsa vay halimize. o zaman her sesi çıkana anarşist-terörist damgası yapıştıran devletten ne farkımız kalır?

küsenler varsa onlar da bu başlık altında barışsın, negzel işte güzel fırsat, gerçekten. hazır konuşabilme tartışabilme platformlarımız varken değerlendirmeliyiz; yarın bir gün post-siyasal islam dönemine girersek buralar hep kapalı olacak çünküsü.

struggle is real, my friends. bearhairy beybiliboy kankime selamlars. * *


edit: anlamsız veren arkadaş neyi anlamsız bulduğunu yazarsa bi nebze aydınlanırız belki, gofrettin'in ışıkları gibi *.



ekmekle tabağın dibini sıyıran insan

bir çorbayı 5 ekmekle yiyen gizli diyabet insan gibidir fakat bunun farkında değildir. zaten yemeği ekmekle yiyerek yemeğin bütün tadını mundar etmektedir, üstüne bir de dibini sıyırmaktadır. ya tanesi kalmasın günah diyen über müslümandır, ya da demin bahsettiğim mundar etmeye bayılan bir tiptir işte. ekmeğe abanmayın yazıktır yahu yemeğin güzelim tadını mahvediyorsunuz.
Henüz takip ettiği biri yok.