marvelous

Durum: 410 - 0 - 0 - 0 - 12.01.2017 15:36

Puan: 6840 - Sözlük Kezbanı

12 yıl önce kayıt oldu. 3.Nesil Yazar.

Cunning is fundamental.
  • /
  • 21

2 ekim 2016 tüm erkek yazarların ayı sözlük'ten uçurulması

şu an yazabiliyorsanız erkek değilsiniz demek ki! o zaman tüm queerler olarak * * "put your paws up, cause you were born this way baby!" diyoruz.

(bkz: erkekler ölsün ayı sözlükten selamlar)
(bkz: psk for president)
(bkz: daha kadın bir ayı sözlük için psk 2016) *

finding prince charming

izledikçe formatın kendisiyle ilgili bir sürü çelişkiyle karşılaştığınız bir yarışmadır. prince charming'imiz sürekli "mükemmel olmanıza gerek yok" mesajını alttan alta vermesine rağmen tek bir erkeği elde etme mantığına ve "prince charming" yani masal diyarından fırlamış erkek sıfatına sahip bir yarışmada kendisiyle fazlasıyla çelişmektedir. bir diğer büyük sorun ise prince charming'in yarışmacılar ile birlikte aynı evde kalmamasıdır. adam kafasına göre her bölüm bir kaçı ile kısa "aktivitelerde" bulunmakta, bir iki öpücük bırakıp "baay" diyip bir diğer yarışmacıya geçmektedir. halbuki birlikte olacağın insanın ev halini, yatağa en salaş t-shirt'ü ile çapraz yatmasını, yemek yaparken eline yüzüne bulaştırmasını filan görmen gerekir. konsepti ve çelişkileri geçecek olursak yarışmacılar aslında eğlenceli tiplerdir, her ne kadar bir kısmı fazla sıkıcı ve kasıntı olsa da robby ve brendan gibi oldukça sempatik iki insanı barındırmaktadır. ayrıca şahsi görüşüm, sunucu lance bass'in prince charming'ten daha sempatik ve sevilebilir olduğudur.

konseptin absürtlüğüne takılmadan izlendiğinde keyif alabiliteniz vardır, sonuçta bi reality show'dan bahsediyoruz. gerçi bu kadar yüzeyselliğin içinde boğulup kapatabilirsiniz de, size kalmış. ben açıkçası kişi sayısının azalıp kalanların da prince ile samimiyeti epey ilerlettiğini görmek ve bunun getireceği kıskançlık kavgalarına şahit olmak için izliyorum. *

pazartesi sendromu

zirve sonrası yorgunluk ve yaz tatilinden çıkıp sabahın 8'inde gidilen ders ile birlikte bünyem üzerinde kombo yapmış olan sendromdur.

perfect illusion

bad romance, born this way ve applause gibi yeri yerinden oynatmış 3 sansasyonel çıkış parçasının ardından böyle bir çıkış parçasını aklım almıyor. ilk dinlediğimde ısınamadım mı dedim acaba ama 2-3 defa dinledikten sonra "olmamış" kanısına varabildim. ayrıca gaga'nın her zaman rock influenced bir şarkıcı olduğunu biliyorduk ama bu şarkıya bunu demek cidden absürtlük. eğer rock altyapılı gaga şarkıları arıyorsanız born this way albümüne, özellikle de "electric chapel", "highway unicorn", "marry the night", "yoü and i", "bad kids" parçalarına bakmanızı öneririm. bu albümün sound'ına yaklaşmayı başarabilirse başarılı kabul edeceğim. ha, artpop da fena değildi ama bi fame monster, born this way değildi bence.

naneli sakızın veya şekerin üzerine içilen buz gibi soğuk su

2000'den sonra türkçe pop'un kraliçesi kimdir

2000-2010 arasını baz alacaksak sertap erener tabii ki ancak 2010 sonrası için bir "kraliçe" * belirlemek için henüz erken sanırım.

svetlana loboda

irem derici'ye baya benziyor, ama daha seksili versiyonu tabii ki.

biseksüellerin ibneler bizi çekemiyorlar tripleri

bunlar bence toplumsal cinsiyet yani "gender" rollerine takılıp kalmış insanların hezeyanları olabilir ancak, aksi takdirde cinsel kimlikler çekip çekememe meselesi olamaz, veya olmamalıdır. toplumsal cinsiyeti tartışabilen ve bu rollerle yüzleşebilen lgbti'ler * için tüm cinsel yönelimler * bir yapbozun parçaları gibi görülebilir, heteroseksüellik de. birini diğerinden ayırmak biraz sıkıntılı bi durum bence. tüm cinsel kimliklerin birbirini anlayıp bütünün birer parçası olduğunu fark ettikleri gün güzel bir geleceğe uyanabiliriz.

spotify

musixmatch ortaklığı ile sundukları şarkı sözü özelliğini kaldırıp yerine "daha eğlenceli" bir lyrics sistemi getireceklerini söylemişlerdir ancak uzun süredir bir yenilik yok. umarım gerçekten "eğlenceli" bir şey geliştirmişlerdir.

herkesin birden entry girip susması

özellikle zirveler sonrası nick altı entry girildikten sonra epey görülür bu durum. aynı samimiyet sonrasında da devam ediyor mu merak içerisindeyim. *

ayı sözlük yazarlarının şu an dinlediği şarkılar

christina perri - the words * * *

bon iver

st. vincent ile yaptıkları "roslyn" şarkısı epey hoştur:

sosyal medyada çay ve kahve öven insan iticiliği

sanırım bunda popüler kültürün büyük payı var çünkü baktığımızda insanlar artık çay veya kahve içmekten ziyade "zencefilli chai tea latte" * veya "extra shot'lı raspberry şuruplu non-fat caramel macchiato" * içtiklerini söylüyorlar. bunun insanlara geçici bir haz ve statü kazandırdığı gerçeği de var elbet, ancak temelde bu popüler kültürün dahil olduğu sistem sizin sıradan ucuz türk kahvesi mi yoksa bu ismini söylemesi bile uzun olan kahve çeşitlerini mi tercih edeceğinizi belirlemiş oluyor. ilginç bir paradoks ancak biraz düşünüldüğünde instagram'dan sosyal statü kazanabilmek için gidilmedik "tea house" veya "coffee shop" bırakmayan insanların çabası daha bir anlaşılır olacaktır.

sabah mutlu uyanmak

uzun zaman sonra güzel bir rüya gördüyseniz olabilitesi yüksektir ancak o mutluluk hissinin sahte mi yoksa sahici mi olduğunu genel ruh haliniz belirliyor.

sıla gençoğlu

"şov" lafını, o lafın altındaki metni ile birlikte söylediği için bu ülkenin iq ortalamasına birkaç beden büyük bir açıklama yapmıştır, o yüzdendir ki şu an çirkin bir karalama kampanyasına kurban gitmektedir. aslında öyle büyük bir illüzyonun içersindeyiz ki, sanırım bunun farkında olup dillendirme cesaretinde olan bir tek sıla'nın olması da üzücüdür. * şunda hemfikiriz ki kimse darbeyi desteklemiyor ve bu girişimde ölen insanlara üzülüyor ancak her şeyin kısa sürede bu denli kanıksanıp adeta hunger games'teki distopik şovlara dönüşmesi hepimizi çok yeni ve yabancı bir durumla karşılaştırıyor. bence ölümlerin kanıksanmasının son aşamalarını yaşıyoruz. demokrasi kelimesiyle yan yana dahi gelemeyecek grupların azılı birer "demokrası neferi" olması aslında yeni türkiye tipi demokrasi anlayışını da gözler önüne seriyor. kavramların bu denli deforme olduğu bir illüzyon yaşıyoruz ve bu illüzyon, sıla gibi her kesim tarafından kabul edilmiş bir ismi bile harcayabilecek hırçınlığa sahip. empati, empati, empati. sanırım şu an en çok ihtiyacımız olan da bu.

istanbul'da suriyeli eşcinsel mültecinin kafasının kesilmesi

ışid zihniyetinin artık bu topraklarda ne denli yayıldığının ve şiddetinin normalleştiğinin göstergesidir. önceden kadına şiddeti filan tartışırken, bugün kafa kesme, idam gibi şeyleri tartışıyoruz.

öz savunmanın artık hayatımızın bir parçası olması gerektiğini de göstermiştir ayrıca.

başkalaşmak

(bkz: metamorfoz) -ayrıca bir tarkan albümü.

geçmişe dair silmeye kıyamadığınız fotoğraflar

"silin gitsin, unutun, yok edin" benzeri düşünceleri anlamakta zorluk çekiyorum. öncelikle bu geçmişe dair olan şeyler çoğunlukla ilişkilerinize dair olan şeylerdir. herkesin yaşadığı ilişkisi kendine göre elbet ancak sırf zamanında kötü bir şeyler yaşandı diye hem o fotoları hem de o insanı hayattan silmeye çalışmak hayatın kendisine yapılan bir saygısızlık gibi geliyor. eğer kişiler yaşadıkları olaylarla ve kendileriyle yüzleşmeyi başarabildiyse bence o fotolar bir zaman sonra o iki kişi tarafından mutlu bir şekilde anılabilir de. ha tam tersi de olabilir ama bu benim tercih edebileceğim bir şey değil. eğer güzel anılar yaşandıysa bırakın güzel kalsın. önemli olan yüzleşebilmek ve bazı şeyleri aşabilmek bana kalırsa. böylece kimse acı çekmek zorunda kalmaz inanın. hayatın size ne getireceğini kimse bilemez sonuçta.

ürkütücü şarkılar

pink floyd - another brick in the wall

(youtube:http://www.google.com.tr/url?sa=t&rct=j&q=&esrc=s&source=web&cd=1&cad=rja&uact=8&ved=0ahukewjlvfz4ukdoahxekcwkhcxgdkıqyckıhtaa&url=https%3a%2f%2fwww.youtube.com%2fwatch%3fv%3dyr5apyxku-u&usg=afqjcnfjvwuar8rbuooweggıbltqmwrc3q&sig2=yztıu1xcssv1nei4ap_bmq&bvm=bv.128617741,d.bgg) *

hunkalunka'nın 3 yıllık maya ile yapılmış gizemli ekmeği

kendisinin her zaman özel olarak getirttiği o gizemli ekşi mayalar, en ilkel yöntemlerle elenen ve dövülen tahıllarla bir araya geliyor; adeta taş fırından çıkmışçasına bir aromayla egzantrik bir hâl alıyor. * * *
  • /
  • 21
Henüz bir favori entry yok.

Toplam entry sayısı: 410

lykke li

eurovision takip etmeyen gay

dünyanın en büyük ve eğlenceli gay organizasyonundan bihaber olan eşcinseldir. muhtemelen yarışmayı da sıradan ve demode buluyordur. tuhaf kafalar. aynı şekilde drag şovları, gay prideları, life ball etkinliklerini de ya bilmiyor ya gereksiz buluyolardır. mesela conchita için "ne gerek var ki sakala filan" derler.

ayrıca türkiye yok diye izlememek neyin kafası yahu? bildiğin eşcinsel etkinliği bu. milli gurur kabartmak nedir ayrıca allasen...

iskenderiye kütüphanesi

bu kütüphanenin başına gelenin bir benzeri de alamut kalesi için gerçekleşmiş. tıpkı buradaki gibi orada da tarihi değiştirebilecek düzeyde el yazması eserlerin olduğu rivayetleri var. hatta bilenleriniz vardır; kaleyi timur önderliğindeki türk orduları yıkmıştır. bu hareketle iran haşhaşileri sert bir darbe alarak eski güçlerine kavuşamamışlardır, hatta gerileyerek yok olmuş da diyebilirsiniz fakat haşhaşilerin yani suikastçilerin günümüzde de varlığını sürdürdüklerini düşünüyorum. (bunu sadece bir iktidar mücadelesi olarak mı yoksa sünni inancının şii "kültürüne" olan saldırısı olarak mı görmeliyiz o konuda emin değilim.)

yine benzer rivayetler iskenderiye kütüphanesi'nin yıkımı için söz konusudur. fakat bu sefer yükselen semavi dinlerin müritlerinin deli cesareti, antik dönem gelişmiş mısır medeniyetine karşı önemli üstünlük kazanarak yıkılmasını sağlamıştır. kütüphanenin ard arda müslüman ve hristiyan ordularının hışımına uğradığı söylenmektedir. üzücü olan durum bence budur. "dark age" dediğimiz dönemlere girişin göstergelerinden. hatta bu karanlık çağ öylesine uzun sürmüştür ki neredeyse rönesans'a kadar aydınlıkçı pek fikir geliştirilememiş, pek yazma eser yazılamamış ve az çok bir şeyler yapmak isteyen düşünür ve bilim adamları da yine bu ilahi din kurumları tarafından elimine edilmiştir.

tarihte kelebek etkisi dediğimiz şeyin etkisinin olduğuna inanıyorum biraz. ha, tek neden tabii ki bu değildir fakat tarihi değiştiren çoğu şey bu yazma eser kütüphaneleri ve derme çatma bilim evleri-rasathanelerde ortaya çıkmıştır. siz uygulama alanlarını yağmalar ve yok ederseniz sonra neden bu durumdayız deme hakkınız kalmaz. bugün mısır'ın hali bu kadar kötüyse bunda zamanında sahip oldukları eşsiz medeni kültürü yok etmelerinin önemli nedeni olduğunu düşünmekteyim.

akp li gay

geçen nickini ilk kez görünce bi gülme geldi bana. hayır, mhp'li veya chp'li, hatta hdp'li gay olsa dahi gülerdim.

oldukça dikkat çekici bi nick aslında, bu yönüyle takdir edilesi. iyi güldürdün asdfsds

pasif eşcinsellerden soğuma sebepleri

tamam, pasiflerden bir şekilde soğudun, ama:

"biseksüellerin kafası karışık. heterolar tü kaka. ap'ler seksten anlamıyor. full aktiflerin allah cezasını versin zaten."

bunlar benim görüşüm değil, sadece hakim düşüncelerden birkaç örnekti.
diyeceğim o'dur ki; kendi aramızda bile birbirimizden soğumak için eften püften bahaneler bulmaya çalışmayalım. buradan çok komik gözüküyor çünkü.

ali ismail korkmaz

uzun zamandır bir insan için bu kadar içim yanmamıştı. belki yaşıtım diye kendimi onun yerine koydum, belki kendimi veya onun yerinde olabilecek bir arkadaşımı düşündüm. yaşıtlarımla yaptığım muhabbetler aklıma geldi belki. benim yaşadığım veya çoğu yaşıtımın yaşadığı gelecek kaygısını o da yaşıyordu. geçen yıl benimle aynı vakitlerde üniversite hayalleri kuruyordu belki, ya da sahip olacağı meslek sonrasında gelecek hayalleri vardı. ve ben ilk defa kardeşim gibi gördüğüm bu insan için ağladım...

yazıklar olsun böyle ülkeye, böyle hükümete, böyle adalete...

küsenler barışsın kampanyası

öncelikle bir şeyler yazıcam, anlamsız yere eksilemeden bir okuyun bence. yeşil elma nickli milliyetçi ablamız diğer ak-troller ile birlik olurken ve biz ona bir şeyler anlatmaya çalışırken hepimize vatan haini gibi ithamlarda bulundu ve bu aklanma girişimi o aralar yoktu. öncelikle o milliyetçi beyinlerinize şunu sokun: bizler bu ülkede kalıcı barış için uğraşıyoruz. bizler insanın ölmesine üzülüyoruz ve daha fazla kan aksın istemiyoruz. fakat sizin politikalarınız malesef kan ve gözyaşı getirdi bu ülkeye. şimdi herkes barışsın diyorsunuz, fakat biz her barıştan bahsederken ortalarda yoktunuz. bunu gerçekten suçlamak için yazmadım bu arada. neyse.

şimdi diyenleriniz oluyordur bu kadar tartışma kavga neden herkes barışsın bilmem ne diye.. evet, şu sözlüğe bir şeyler yazmak kelebek etkisi gösterebliliyorsa bu bir kazanımdır, ve bu kavga ile olacaksa olsundur. şuraya yazılanlar tartışılmasın mantığı ile kenara atılıp tartışanlar suçlanıyorsa vay halimize. o zaman her sesi çıkana anarşist-terörist damgası yapıştıran devletten ne farkımız kalır?

küsenler varsa onlar da bu başlık altında barışsın, negzel işte güzel fırsat, gerçekten. hazır konuşabilme tartışabilme platformlarımız varken değerlendirmeliyiz; yarın bir gün post-siyasal islam dönemine girersek buralar hep kapalı olacak çünküsü.

struggle is real, my friends. bearhairy beybiliboy kankime selamlars. * *


edit: anlamsız veren arkadaş neyi anlamsız bulduğunu yazarsa bi nebze aydınlanırız belki, gofrettin'in ışıkları gibi *.



recep tayyip erdoğan'ın götünün kılıyım

"ak partiliyiz, ak partili. hulooooğğğ" diye bağıran hemcinsinin kankasıdır muhtemelen. geceleri ayran içip, idollerini * izleyerek orgazm olmaları da muhtemel.

iskenderiye kütüphanesi

bu kütüphanenin başına gelenin bir benzeri de alamut kalesi için gerçekleşmiş. tıpkı buradaki gibi orada da tarihi değiştirebilecek düzeyde el yazması eserlerin olduğu rivayetleri var. hatta bilenleriniz vardır; kaleyi timur önderliğindeki türk orduları yıkmıştır. bu hareketle iran haşhaşileri sert bir darbe alarak eski güçlerine kavuşamamışlardır, hatta gerileyerek yok olmuş da diyebilirsiniz fakat haşhaşilerin yani suikastçilerin günümüzde de varlığını sürdürdüklerini düşünüyorum. (bunu sadece bir iktidar mücadelesi olarak mı yoksa sünni inancının şii "kültürüne" olan saldırısı olarak mı görmeliyiz o konuda emin değilim.)

yine benzer rivayetler iskenderiye kütüphanesi'nin yıkımı için söz konusudur. fakat bu sefer yükselen semavi dinlerin müritlerinin deli cesareti, antik dönem gelişmiş mısır medeniyetine karşı önemli üstünlük kazanarak yıkılmasını sağlamıştır. kütüphanenin ard arda müslüman ve hristiyan ordularının hışımına uğradığı söylenmektedir. üzücü olan durum bence budur. "dark age" dediğimiz dönemlere girişin göstergelerinden. hatta bu karanlık çağ öylesine uzun sürmüştür ki neredeyse rönesans'a kadar aydınlıkçı pek fikir geliştirilememiş, pek yazma eser yazılamamış ve az çok bir şeyler yapmak isteyen düşünür ve bilim adamları da yine bu ilahi din kurumları tarafından elimine edilmiştir.

tarihte kelebek etkisi dediğimiz şeyin etkisinin olduğuna inanıyorum biraz. ha, tek neden tabii ki bu değildir fakat tarihi değiştiren çoğu şey bu yazma eser kütüphaneleri ve derme çatma bilim evleri-rasathanelerde ortaya çıkmıştır. siz uygulama alanlarını yağmalar ve yok ederseniz sonra neden bu durumdayız deme hakkınız kalmaz. bugün mısır'ın hali bu kadar kötüyse bunda zamanında sahip oldukları eşsiz medeni kültürü yok etmelerinin önemli nedeni olduğunu düşünmekteyim.

ramazanda içki içmeye devam ediyoruz kampanyası

içen içiyor zaten kısacası umrumda değil milletin tuttuğu oruç. saygı duyarım tamam da onun bunun orucunu ben de mi yaşamak zorundayım bu çöl sıcağında?
bu havada buz gibi bira içilmez de ne içilir siz söyleyin madem.

neyse size hayırlı ramazanlar, göstermelik hoşgörünüzle birlikte. beni olduğum gibi kabul eden ediyorsa tamamdır zaten.

madonna

abartılıyor mu ne. başıma bir iş gelmeyecekse söyleyebilirim ki lady gaga'yı her anlamda daha başarılı buluyorum bu kadından.

lezbiyenlerde aktiflik pasiflik

valla lezbiyenler bile anlamıyorsa bizden anlamamızı beklemeyin. :p *

küsenler barışsın kampanyası

öncelikle bir şeyler yazıcam, anlamsız yere eksilemeden bir okuyun bence. yeşil elma nickli milliyetçi ablamız diğer ak-troller ile birlik olurken ve biz ona bir şeyler anlatmaya çalışırken hepimize vatan haini gibi ithamlarda bulundu ve bu aklanma girişimi o aralar yoktu. öncelikle o milliyetçi beyinlerinize şunu sokun: bizler bu ülkede kalıcı barış için uğraşıyoruz. bizler insanın ölmesine üzülüyoruz ve daha fazla kan aksın istemiyoruz. fakat sizin politikalarınız malesef kan ve gözyaşı getirdi bu ülkeye. şimdi herkes barışsın diyorsunuz, fakat biz her barıştan bahsederken ortalarda yoktunuz. bunu gerçekten suçlamak için yazmadım bu arada. neyse.

şimdi diyenleriniz oluyordur bu kadar tartışma kavga neden herkes barışsın bilmem ne diye.. evet, şu sözlüğe bir şeyler yazmak kelebek etkisi gösterebliliyorsa bu bir kazanımdır, ve bu kavga ile olacaksa olsundur. şuraya yazılanlar tartışılmasın mantığı ile kenara atılıp tartışanlar suçlanıyorsa vay halimize. o zaman her sesi çıkana anarşist-terörist damgası yapıştıran devletten ne farkımız kalır?

küsenler varsa onlar da bu başlık altında barışsın, negzel işte güzel fırsat, gerçekten. hazır konuşabilme tartışabilme platformlarımız varken değerlendirmeliyiz; yarın bir gün post-siyasal islam dönemine girersek buralar hep kapalı olacak çünküsü.

struggle is real, my friends. bearhairy beybiliboy kankime selamlars. * *


edit: anlamsız veren arkadaş neyi anlamsız bulduğunu yazarsa bi nebze aydınlanırız belki, gofrettin'in ışıkları gibi *.



ekmekle tabağın dibini sıyıran insan

bir çorbayı 5 ekmekle yiyen gizli diyabet insan gibidir fakat bunun farkında değildir. zaten yemeği ekmekle yiyerek yemeğin bütün tadını mundar etmektedir, üstüne bir de dibini sıyırmaktadır. ya tanesi kalmasın günah diyen über müslümandır, ya da demin bahsettiğim mundar etmeye bayılan bir tiptir işte. ekmeğe abanmayın yazıktır yahu yemeğin güzelim tadını mahvediyorsunuz.
Henüz takip ettiği biri yok.