kartopu savaşı

sabah beykoz da şimdi bağcılar'da kar yağışının istanbuldaki her halini gördüm diyebilirim bugün. bağcılar sanayi sitesindeki açık olan iki dukkan çalışanlarının kartopu savaşını izlemek paha biçilmez. çocuklar gibi şendirler.
hayatımda hiç yapamadığım savaş. antalya'ya kar yağsa da yapsak.

niye eksilendi? yapamamak benim suçum mu eşekler.
eğer yastık savaşındaki gibi hızla içleri boşaltılıp sevişe sevişe barış imzalanmayacaksa bitmeyen anlamsız bir savaştır. eğer yerdeki tüm karlar bitince bu soğukluktan soluksuz bir mesafesizlik, ne bileyim bir sıcaklık doğmayacaksa birilerinin yok yere canını yakmakla kalır.
90'larda hevesle çıkıp oynadığımız oyunlardan biriydi. şimdi validelerimizin ay hasta olursun! ay üşürsün! nidalarıyla bu oyundan da esirgeniyor çocuklar. zamane çocukları sıcak sıcak warcraft oynasın, online dostluklar kursun dursun. halbuki belki omzuna atılan bir kartopu ile yan apartmandaki komşu çocuğu ile güzel bir dostluk kurabilirdi. yada düşman olurdu bilemedim. şimdilerde pek nadir görüyorum kartopu oynayan insanları. hadi dışarı çıkın da oynayalım.
enseye kar sokan gavatlarla oyanmamasi gereken oyun.senin ciğerden gelen gülüşünü sikeyim gavat.sanki çok iyi bok yedi birde gülüyor.