kokuların insana hatırlattığı kötü şeyler

insanın geçmişinde yaşadığı bazı olayların,bünyede bıraktığı olumsuz duygulardır efendim genelde. koku hissedildiği an,taa o zamanlara gider insan.kokunun güçlü bir etkisi var insanın üzerinde..

sarımsak..bildiğimiz sarımsak..liseden beri en nefret ettiğim kokudur sarımsak benim.o yüzden yiyemem fazla sarımsak..koktuğumu anladığım an kese falan attırırım.dün akşam eğlencelerde sabahlayan bir arkadaş,soluğu çorbacıda alıp,işkembe çorbasını midelerine indirdikten sonra,kalmaya benim eve geldil.tabi gecenin o saatinde bende uyuduğumdan,kokuya falan bakmayıp,direk aldım içeri.attım onu yatağına,bende kendi yatağıma geçtim.

sabah kalktım,arkadaş işe gitmiş.ama ev nasıl kokuyor,adeta sanki evde kazan kazan işkembe çorbası yapılmış,üstüne de kilo kilo sarımsak atmışlar gibi.belki o kadar kokmuyordur ama tahammülüm yok gerçekten o kokuya.o koku bana kuzenimi ve abimi hatırlatıyor.onlar yerdi öyle pis pis şeyler.anam zaten ailenin yarıdan çoğu alkolik olduğundan,bu koku hep evlerin has kokusu oldu.ama ben istemiyorum, bu kokunun evimin kokusu olmasını."bu koku ne ya!" demeden anladım kokunun sebebini.hello kitty li pijamalarımı çıkarmadan tüm evin camlarını açtım.tüm nevresimleri çıkarttım,tüm çarşafları topladım,çamaşır makinasına attım.tüm halıları balkona çıkarttım.arkadaşın odasının yattığı odanın kilimlerinide makinaya attım,küçük halıyıda yıkamak için banyoya.kocası ölmüş ama çocuklarının ekmek parası için şehrin zengin karılarının evine gündeliğe giden türkan şoray gibi kaderime razı olarak girdim halıya.bu fikir önce hoşuma gitti,kıvırdım pijamayı dizime kadar..bir fırçalıyorum halıyı...altımdaki tertemiz halıya,sanki koca koca adamlar sıçmış gibi,yıllardır yıkanmamış öbek öbek lekelenmiş gibi davranıyorum.öyle fırçalıyorum..köpüklüyorum,fırçalıyorum,duruluyorum..sonra aynı işlemi yeniden tersine uyguluyorum...sonra yeniden düz yüzüne...ama o lanet olası koku gitmiyor halen...ne yapsam gitmiyor...ozonluyorum,çamaşır suyu döküyorum...cıkss gitmiyor...evimi badana mı ettirsem ki diye düşünüyorum,ama daha duvarlar tertemiz,olmaz diyorum..yok en iyisi ben bu evin tüm eşyalarını atayım,sıfır eşya döşeyeyim diyorum,yok o da olmaz,çok borcum var.sonra ıslak halının üzerine bağdaş kurup ağlamaya başladım...bir ağlıyorum salya sümük...bari toplayımda,halı da kurusun biraz arka balkonda,kimse görmez o da,şikayette etseler sikimde bile değil.

balkona ağlayarak elimde ıslak halıyla çıktım.sabah farketmemişim bile havanın bu kadar kötü olduğunu.kar yağıyor..ne makinaya attığım o aptal nevresimler,ne o aptal kilimler,ne o aptal çamaşırlar,ne de bu aptal halı..hiçbirisi uzun süre kurumayacak..kurutana kadar canım çıkacak..üfff balkon bile sarımsak kokuyor...antalyayı düşünüyorum..şimdi sıcacıktır orası..olimpos aklıma geliyor,orayıda çok özledim diyorum içimden...en son kuzen ve arkadaşlarla gitmiştik...hatta o bir kız bende yakışıklı bir erkek tavlayıp,sabaha kadar sevişmiştik çadırlarda..üff kardan nefret ediyorum,sarımsaktan da diyorum...

balkondan aşağı bakarken çocukların karlar altında,nasıl eğlendiğini gördüm sonra...öyle mutlular ki..sigara yaktım..çocukken bende çok severdim karı...kuzenler,abim,arkadaşlar hep beraber oynardık...o zamanlar nefret etmezdim sarımsak kokusundan da,kardan da..

güzel günlermiş,kıymetini bilememişiz...