-digimon>pokemon: tam çocuktum anaokulunda başladım ilkokul boyunca, doğum günlerimde digimonum olsun diye dilet dilerdim 5. sınıfa kadar ve digimonların uzayda yaşayan hayvan türleri olduklarını sanıyordum, sandırılmıştım, kandırılmıştım şakacı ablam ve babam tarafından:)
-winx (giriş müziğinde "wiinx, kıızlar iiçiiin" kısmında kuöandayla televizyonun sesini kısardım utanarak:d)
-oscar vardı, müzik melodisi yiyen pembe uzaylı, hastayken onun müziği bana neşe verirdi iyileşmiş gibi olurdum
-ortaokul lise çağımdaysa avatar the last air bender ve korra kronolojik sırayla
not: tarçın nurçin ve arkadaşları gibi şeyleri ve kukla temelli veya gerçek sahnelere yer veren şeyleri sevmedim hiç, bi de animasyon tarzını da sevmedim, görüntü grafik hep yukarıdakiler gibi benzer olmalıydı, zevk meselesi işte, şimdi de beyaz ışığı seven insanları anlamakta güçlük çekiyorum loş sarı ışık varken.
-şu an 25 yaşındayım ve paradise pd, disenchantment falan izliyorum tavsiye ederim çok harika. avatar çıksa herhalde gene izlerim.
aa bide unuttum bak, jackie chen vardı çizgi filmi harikaydı, red kitten sonra başlardı, baya fantastikti tılsımlar falan oradaki yaşlı dedemaymaymiymiymiymaymoy yufaymaymimimaymoy diye büyü yapardı falan, sınıfta büyü yapmaya çalışırdık ilkokulda, yani ben çalışıyodum, gerçi yapmaya çalışmaktan ziyade oyun haline çevirmiştim bi kaç arkadaşımla. beybleyd vardı ki ingilizce yazamadım şu an, yugioh vardı ama bu son ikisini izlemek yerine kendi aramızda oynardık, kartlar ve beybleydlerle. benim beybleydim kıvılcım çıkarıyodu, beyaz kaplandı, ilk beybleydim beyaz kocaman bişeydi duracel, sonraki blue dragondu turuncu çevik. aay ay ne günlerdi:) 6 yaş öncesi buggs bunny falan twitty veya tom ve jerry leri saymıyorum onlar zaten bir kült. ha kült demişken jetgiller, çakmaktaşın alternatif hali, güzeldi. böyle iksir karıştıran profesörler oluyodu çizgifilmde o sahneler bugünkü kişiliğimi etkiledi sanırım, bilim insanı olma yolunda, çizgifilm çok önemli.