böyle bir kriteri uygulayayım dedim ama 3. 4. buluşmada seviştiğim adam da terk etti ilk buluşmada seviştiğim de. bence yersiz bir kriter. hemen sevişilmezse ilişki sağlam başlıyor diye bir şey yok.
100 yıl sonra bile zor. günümüz gençliği bile homofobikken, hükümetler islamcıyken çok zor. liselerde top, yumuşak söylemleri hala çok. gençler de homofobik yetişiyor. zor be. çok istiyorsanız yapabilirseniz yabancı birisiyle yurtdışında evlenip orada yaşayın derim. evlilikten çok açık bir yaşam istiyorum ben. kapılar ardında yaşamadığımız türden.
dizibox var. baya kullandım netflixi. yeni çıkan dizileri elalem aynı zamanda ücretsiz izleyince üyeliğimi iptal ettim. ayrıca reklam dinlemekten çok da sıkılmıyorum. spotifyı ücretsiz versiyonda dinliyorum. bence gayet entelektüelim.
ayı sözlük öldü mü
aktif yazarlar pasif oldu mu
düşünmenin suç olduğu bir dünyada
yoksa eşcinseller dolapta kaldı mı
yazdıkların mı silindi
faturayı ödemeyince internetin mi kesildi
naringergedan der ki sugar daddyler ne güne duruyor
bak para bir anda seni aktifleştirdi
olgunların yerini çıtır yazarlar almış
kılı dökülen ayılar kış uykusuna dalmış
elimiz kalem mi tutmuyor sandın
bilirsin ki ayılar kıllarından doğarmış
erkek eşcinseller için konuşacak olursak; erkeklere olan bakışından, kadınlara olan bakışından/bakmayışından, özel hayatını gizlemek için özel bir çaba sarf edişinden, kızlarla ilgilenmeyişinden veya ilgisinin yapmacık oluşundan, galerisinde ya da sosyal medyasında heterolarda olduğu gibi karşı cins fotoğrafları olmayışından... uzar gider bu liste. tabi bunlar sadece ihtimali kuvvetlendirir. bu şekilde olan heterolar da var. ama herkesin atladığı nokta; kişinin eşcinsel oduğunu anlasanız bile bu kişi kendiyle barışmamışsa, kendini kabullenmemişse -toplum baskısından dolayı kendini gizlemekten bahsetmiyorum bu başka bir şey- sakın aşık olmayın o adama. evli ve 2 çocuğu olan, hayatı boyunca yönelimini bastırıp gizleyen, kendi olmaktan korkan eşcinsel bir adama aşık olmak, belki de bu dünyadaki en berbat histir çünkü. sorun hetero olması değil, kendi olamamasıdır. sparky tecrübesiyle sabitlenmiştir.
- son yılların "moda" dizilerinden farklı.
- karakterler ve senaryo, çok katlı makyaja bulanmış heykelsi tiplere dayanmıyor.
- halktan ve naif insanların yaşam profili, içimizden birileri hissini veriyor.
- karakter oyuncularının oyunculuğu sağlam ve etkileyici.
- maalesef, yukarıdaki tüm olumlu özelliklerine rağmen, bu diziyi izlemenin sizi eğlendirmesini veya mutluluk vermesini beklemek mümkün değil. hayatın ve akp'nin verdiği acılardan muzdaripseniz, bu dizideki acılara şahitlik etmek istemezsiniz!
daha dün dünya ruh sağlığı farkındalık günüydü benim de psikonörolojik bir rahatsızlığım var. bu ara ve geçen sene yine aynı zamanlarda ciddi intihar düşüncelerim ortaya çıkmıştı. terapistimle görüştüğümde şunu söyledi; geçmişte yaptığın hatalar için şu anı ve geleceğini mahvetme. bu bana mantıklı geldi. o yüzden intihar düşünceniz varsa derhal yardım alın.
göğüs ucu diyebilirim. daha bu hafta piercing yaptırdım. uyuşturulmasına rağmen o kadar acı verdi ki ilki gözüm karardı 10 saniye kendime gelemedim nasıl kıvrandım acıdan ki benim acı direncim de yüksektir.