mani

yaygın halk edebiyatı biçimidir.genelde 4 dizeneden oluşur 7 hecelidir. aşık atışmalarında pek keyifli olur, ozanlar halk dilindeki yetkinliklerini pes dedirtecek kadar ustalıkla kullanırlar. kimisi derin manalar içerir. mesela:

indim derelerine
bilmem nerelerine
kaytan bıyıklarımı
sürsem nerelerine
ramazan davulcularının medeniyetin insanları kuşatmadığı dönemlerde sahura kalmaları için çaldığı davulun ardından okuduğu neşeli, gülümseten, düşündüren bizden kısa dörtlüklerdir.

(bkz: şiir)
a yerine yanlışlıkla e harfine basarsanız okunuş itibari ile sperm olur. (meni)
piyasada manili sakızlarda vardır. bunlardan en çok bilinenleriden biri de (bkz: falım) sakızdır.
bayram gelir evlere.
sevgi verir dillere
ver öpeyim elini
elim girsin götüne.* (bkz: cem yılmazın son gösterimi )
anı defterleri tutulan dönemlerde,yazılan yazıldığında,sonuna sanki zorunlu yazman gereken ve yazarken şaçmaladığın manidar olmayan 4 lük .
seviyorum kimi
en güzel birisini
nasıl anlatsam sana
ilk harflerine baksana


ağaçta kestane
dökülür tane tane
benim bir sevgilim var
dünyada bir tane

al şalım yeşil şalım
dünyayı dolaşalım
sen yağmur ol ben bulut
maçkada buluşalım


anne bana terlik al
sakın yeşil olmasın
alacağım oğlanın
kardeşleri olmasın
elazığ asmasıyam
sümer bank basmasıyam
baba doktor getirme
ben güzel hastasıyam.

duvar yarılmasın
yarim bana darılmasın
yarim bana darılıp da
ellere sarılmasın
eski türk inanışlarından biri.muhteşem felsefeleri vardır.mani dini ya da maniheizm 3. yüzyılda pers imparatorluğu içinde, mani (kuran kişi) tarafından kurulan ve kısa sürede hızla büyük bir coğrafyaya yayılan bir din. kutsal kitapları arzhang (arz-ın hanlığı)'dır.
mani dini en parlak dönemini 8. yüzyıla uygur devletinin milli dini olarak ilan edilmesi ile yaşamışdır. mani kelimesi eski türkçe "mengü" ve çağatay türkçesi'nde "tanrı" demektir. mani dini'nin dünyayı görüşünde tanrısal aydınlık ile karanlık iki rakip olarak karşı karşıya durur. bu ikisinin birbirleri ile mücadelesinde aydınlığın bir kısmı karanlığın içinde (dünyanın içinde) tutsak kalmışdır. herhangi bir canı söndürmek, hatta bir meyveyi dalından koparmak bile tanrısal maddeye zarar verip aydınlığın tutsaklığını dahada uzatır.işığın (aydınlığın) tutsaklığına ancak "seçilmişler" in yardımı ile son verilebilir. seçilmişler hiçbir canlıyı incitmezler ve asla cinsel ilişkide bulunmazlar. bu yüzden kendi başlarına geçimlerini sağlayamazlar ve "dinleyenler" onların ihtiyaçlarını temin ederler. seçilmişlerin sindiriminde ışık ile karanlığın birbirinden ayrıldığına, dua ve şarkı yardımı ile bu elde edilen ışığın tekrar tanrıya geri döndüğüne inanılır. ancak dinleyenler de günahlarını temizlemek için birçok inkarnasyonlardan geçmeleri gerekir. inanca göre dünyanın sonunda ışık ile karanlık ebediyen ayrılacaklardır
o güne dek bilinen tüm dinsel sistemlerin gerçek sentezi olduğu ileri sürülmüştür. manicilik aslında zerdüşt düalizmi, babilonya folkloru, buddhist ahlâk ilkeleri ve hıristiyan unsurların bir karışımından oluşmaktadır. bu bileşimde önde gelen anlayış iki ezelî ilkenin, iyi ve kötünün, çatışmasıdır. bu bakımdan din tarihi araştırmaları, maniciliği bir tür dinsel düalizm (ikicilik) olarak sınıflandırmışlardır. bu din hem doğu'ya, hem de batı'ya doğru olağanüstü bir hızla yayılmış; kuzey afrika, ispanya, fransa, kuzey italya ve balkanlar'da bin yıl süre ile dağınık ve süreksiz biçimde varlığını devam ettirmiştir. oysa, asıl gelişimini doğduğu topraklar olan mezopotamya, babilonya ve iran'da gerçekleştirmiş ve doğu'da etkisini x. yüz yıldan sonralara kadar sürdürdüğü türkistan, kuzey hindistan, batı çin ve tibet'e kadar yayılmayı başarmıştır.
depresyonun tersi olan piskolojik bir rahatsızlıktır. aşırı neşe ve taşkınlık ile karakterizedir. kendini genellikle bipolar bozuklukla gösterir. * * *