organ bağışı

üzerine ciddi bir şekilde düşünülmesi gereken konudur. özellikle organların bağışlanacağı kişilerle organ bağışçısının ailesinin karşılaşmaması gerektiğini düşünüyorum. ölen oğlunun gözlerini başkasında görmenin bir anne için ne kadar acı olabileceğini tahmin bile edemiyorum.
insanların kendi hür iradeleriyle, beyin ölümü tanısı konmasından sonra, hastalıkların tedavilerinde kullanılması amacı ile organlarını bağışlamalarıdır.

18 yaşını doldurmuş olan,

hukuken akli dengesi yerinde olan, herkes, 2238 sayılı kanuna göre organlarının bir bölümünü ya da tamamını bağışlayabilir.

burada kritik husus şudur: size bağış yapmak istediğinizde neleri bağışlamak istediğinizi belirttiğiniz bir form doldurtulur ve bir bağış kartı verilir. olası bir durumda siz öldüğünüzde bu kartı bulan kişiler sizin organlarınızı direkt alamazlar. öncelikle kural olarak bağış yaparken belirttiğiniz yakınınızla iletişime geçip onun olur vermesini beklemelidirler. bir hocam hukukta bir cümlede kural olarak diye bir şey yazıldıysa onun istisnası mutlaka vardır demişti. dolayısıyla bunun istisnası ise yakınınıza ulaşamayacak durumda olmaları ve organ naklinin acil gerekiyor olmasıdır. bu kısımda değişiklik yahut yanlış aktardığımı düşündükleri kısım varsa yazarlar yeşillendirsinler düzenleyeyim.

ekstradan toprak olacağına birisini sevindirsin. organ bağışı güzeldir. bir kan lazım olduğunda bile dört dönüyor insan. organ ise çok daha kritik.
yıllar önce doldurmuştum bu formu.
dünyada çok fazla insan olduğunu düşündüğüm için hayati organlarımı bağışlamadım. kimsenin hayatını kurtarmak istemem.
sadece gözlerimi, derimi ve birkaç hatırlamadığım şeyi işaretlemiştim. özetle insanların hayatını kurtarmayan ama hayatlarını güzelleştirebilecek parçalardı.
toprağa tek parça girme fetişi olan insanların yapmadığı şeydir.