la finestra di fronte

bir ferzan özpetek filmidir. türkçe adı karşı penceredir. yasak aşkın farklı bir anlatımıdır ve insanın içini acıtır. öyle behlül bihter misali aşkı memnu geyikleri gibide değildir.
andrea guerranın ferzan özpetekin karşı pencere filminde kullandığı süper bir film müziğinin ve melodinin özgün adıdır.

yine film içerisinde giorgia bu melodiyi gocce di memoria adlı bir şarkı olarak seslendirmiştir.

şarkının türkçe çevirisi şöyledir:

onlar anı damlaları
bu yeni gözyaşları
biz bir tarihteki ruhlarız
vazgeçilemez

benimle olmak için,
geleceğin sonsuz zamanlar
boş odamda
paha biçilemez
kaçınılamaz
yokluğun bana ait(benim sana ait olduğumdan çok)

biz bölünemeyiz
biz eşitiz ve kırılganız
ve biz şu anda uzağız

ah,ah

akıldaki buzlarla
sana doğru koşuyorum
biz aynı kaderi paylaşıyoruz
bunu bozmak bizi değiştirecek
sadece bir işaret bekliyoruz
bir kader,bir sonsuzluk
ve yapabilirken
şimdi sana yetişmek için
şimdi sana yetişmek için
sana yetişmek için

biz geçmişin damlalarıyız
daha fazla dönüş olamaz
bu zaman bize ihanet etti
kaçınılamaz

seni anlatacağım
neye sahip olmadığımızı ,eksiğimizi
senin için bulacağım

verilen sözler düştü
üstümüzdeki yağmur gibi
kelimeler yoruldu
biliyorum ki beni dinleyeceksin
biz diğer bir yolculuk için bekleyeceğiz
bir kader,bir gerçek
ve yapabilirken
sana yetişmek için,mmm şimdi
sana yetişmek için,evet

ah,ah
ah.ah
izlerken içinizin kıyıldığını hissettiğiniz* muhteşem bir hikaye. ferzan özpetek'in en iyi işlerinden.
tutkunun esiri olabilecek cesarete sahip olanların pencerelerini açık bırakmasından yola çıkılmış bir film. çünkü havada aşk kokusu vardır, koklamak isteyene. film müzikleri bize italyancanın ne kadar romantik bir dil olduğunu ispatlar bir kez daha. dopdolu bir soundtrack albümüdür tutkuya ve fantezilere ancak kulak vermekle yetinen bizler için. evet kendimden bahsediyormuşum.
az önce show tv de başlamıştır. ulusal kanalda yayınlamak yürek ister ama abi kardeş ilişkisi şeklinde anlatılacağını düşünüyorum. gerçi demin "aşkımızı gizli yaşamalıyız", "birbirimizi gizli sevmeleriyiz", "bize izin vermezler, yaşatmazlar" , "bizden vazgeçme seni seviyorum" gibisinden eşsinsel replikler yer aldı. aslında olağanüstü bir şey yok ama ulusal kanalda duyunca bir an kala kaldım. (bkz: sansür)

hayallerinin peşinden gitmeyi de anlatan film bu duyguyu fena depreştiriyor be kardeşim.
filmde geçen mektuplar derinden etkiler:

sevgili simone;

senden sonra artık kırmızı kırmızı değil.
gökyüzünün mavisi de artık mavi değil.
ağaçlar artık yeşil değil.

senden sonra biz olmanın, özlemenin renklerini aramalıyım.
senden sonra bizleri utangaç ve kaçak kılan acıyı bile özlüyorum.
bekleyişleri, vazgeçişleri, şifreli mesajları özlüyorum.
görmek istemeyenin kör dünyasında kaçamak bakışmalarımızı.
bizi görselerdi onların utancı, nefreti, acımasızlığı olurduk.

senden af dileme cesaretini henüz gösteremediğim için pişmanlık duyuyorum.
o yüzden artık pencerene bile bakamıyorum.
seni hep orada görürdüm henüz adını bile bilmezken.

senin daha iyi bir dünya düşlediğin zamanlar
bir ağacın ağaç, mavinin gökyüzü olmasının yasaklanamayacağı bir dünya.
bilmem bu daha iyi bir dünya mı?
artık kimse bana davide demiyor, bay veroli diyorlar.
bunun daha iyi bir dünya olduğunu nasıl söyleyebilirim?
senin olmadığın bir dünya için bunu nasıl söylerim?


sevgili davide,
bizi sonsuza dek terk ettiğinden beri martina sık sık seni soruyor.
sana hala simone diyor, hikayeni ona anlatacağım.

dün işte, ilk kez kendim için bir pasta yapmak istedim.
hangisini pişirdiğimi tahmin et.
şefin yorum yapması gerekmiyordu.
ama pazar günü için yapılacak pastalar listesine benimkini de ekledi.
sanırım bu iyiye işaret.

filippo gündüz vardiyasına geçmeyi başardı.
piyangodan para çıkmış gibi sevindi, çok mutlu oldu.
şimdilik ondan daha fazlasını isteyemeyeceğimi biliyorum.

biliyor musun, lorenzo'yu düşündüğüm zaman;
yüzünü unutmaya başladığımı fark edip korkuyorum.
artık sesini hatırlamıyorum.
şimdi ne yapıyor?
kime gülümsüyor?

hala tavsiyene ihtiyacım var davide.
senin bakışlarına, senin jestlerine...
ama aniden senin jestlerinin benim olduğunu fark ediyorum.
konuştuğum zaman senin gibi konuştuğumu fark ediyorum.
seni terkeden herkes her zaman yanında kendilerinden bir parça bırakıyor mu?
anılara sahip olmanın sırrı bu mu?
bu doğruysa kendimi daha güvende hissedeceğim.
çünkü asla yalnız kalmayacağımı bileceğim.''

not: kaynak ekşi sözlük. http://eksisozluk.com/karsi-pencere--362...
italyanca ogrenirken izledigim ilk filmlerdendir kendisi. sanatsaldir.
an itibarı ile show tv'de başladı, hazır pazartesi sendromuna girmişken iyi bir antisendrom kaynağı olabilir diye düşünmekteyim.
2003 yapımı film. ferzan özpetek'in 4. filmidir. filmin yönetmeni ferzan özepetek, italyan oscarlarında beş kategoride ödüle layık görülmüştür.

https://ayilarock.com/la-finestra-di-fro...
henüz filmi izlemedim ama yıllardır aynı isimdeki o mükemmel müziği dinliyorum. buraya yazmışken filmi de bir an önce aradan çıkartayım.
bazı son sahneler çok güzel...