merakıma yenik düşüp sipariş vermeye çalışabileceğim ilaç. gerçekten çok ama çok merak ediyorum, nasıl bir ilaç veya terapi veya dua veya vb bir erkeğin teninin kokusundan, bana bakışından, bana dokunuşundan, flörtlerinden, bana sarılışından alabileceğim hazzı bitirebilir ki? ya da tam tersi sosyal normlar altında ezilen bir insan nasıl bir ilacın bu duyguları bitirebileceğine inanabilir ki de bunun bir pazarı olabilir? nasıl??
introsundaki elektro bağlama tınıları bile hem koyvermişim hem acı çekiyorum havasını oldukça şiddetli veren ankara havası. rakı-şalgam döngüsünden çıkamadığım günlerimin döngüsel soundtracki idi. işin dozunu kaçırıp özkan özcan'la homoerotik bromans hayallere sürüklenirken bile buldum kendimi, ama sonra gelmişine geçmişine sayarak bitti elbet.
filozof olarak kabul edilebilir mi bilmem ama wilhelm reich. adam orgonla yatmış cinsel enerjiyle kalkmış. pek şukuleta tesbitleri var, onun beyniyle görmek isterdim biraz dünyayı.
i saw the best minds of my generation destroyed by madness, starving hysterical naked,
dragging themselves through the negro streets at dawn looking for an angry fix,
angelheaded hipsters burning for the ancient heavenly connection to the starry dynamo in the machinery of night
benim senin onun değil, toplumun ideali! dünya sosyoloji literatürüne girmesini dört gözle beklediğim "neoliberal ekonomi - muhafazakar sosyal politikalar" dilemmasını yücelten toplumun ideali. gördüğü neoliberal san fransisco gaylerine "we're normal" diyecek kadar öğretilmiş heteroseksüelliği yaşayan, üretmeden yan sanayi eğlence programları yapacak kadar ara elemanlar ülkesinin bireyi, hükümetine histerik şekilde bağlı kalacak kadar sunni, ne alacağını şaşıracak kadar zengin, futbol-pes-metres üçlemini gözümüzden indirmeyecek kadar erkek!
al bebeğim sana ideal heteroseksüel sunni türk erkeği; ekonomik politikalarla bir gün zengin olacağına inanan ve bu yüzden muhafazakar sosyal politikaları eleştiremeyen genç bireyler için ideal rol modeli.
gezi'deki gençler mi? canım onların hepsi acun'dan pes'te 8 gol yedi, hem de acun barcelona'yı bile almadı. yoksa muhafazakar sosyal politikalara karşı değiller.
tanışmam kipa yılbaşı sepeti sayesinde olan ikili. sepetten çıktığında tüm snob tavırlarımla "rakı-şalgam?? so passé" desem de bir iki tur sonrası "o adanalı buraya gelecek" nidaları atıyor durumuna gelmem ile gönlümdeki yeri apayrı olandır. bildiğin ayı iksiri.
futurelavirs a tahmininden ötürü muz yerkenki baygın bakışlı warholesk portresini göndermek için hazırlıklara girişen, aigai ye "kadın dediğin kate moss tur nancy de kimmiş?" diye trip atıp sonrasında gönlünü almak için yanağına öpücük konduran, operazionepaura yı ise kadife rüyalarında adımın phaedra olduğu konusunda ikna etmek için sabırsızlandığını bildirmek isteyen yazar.
yanlış hatırlamıyorsam göçebe-savaşçı kelt kabilelerinin anadolu'da ulaştıkları en güney şehir *. cenk halinde çıplak olmaları ve sakalsız adam adam değildir mottoları ile entellektüel(!) ilgimi çeken bu kabile bireylerinin yerleşik düzene geçme ihtimalinin olduğu ilçenin sınırlarına her girdiğimde aklıma ve kalbime düşen görüntülerin arkaplanı olan izmir'in en güzel ilçesi.
her gördüğümde kafamı 45 derece sola yatırıp "anan seni benim için doğurmuş canım yhaa" dediğim aktör, şantöz, seksi boy. drive isimli filmindeki nightcall tınılarına eşlik eden ifadesiz-düşünceli-seksi sekansı ile emin oldum; stay ile aşığı olduğum drive ile orgazmı tattığım adam olduğuna. aradakiler de cabası.
memleketim. doğduğun değil doyduğun yer memleketindir derler ya işte ruhumu doyuran bütün insanların ortak özelliği burda doğmuş olmaları. hayatımın hiç bir dakikasını sınırları içerisinde geçirmemiş olsam da memleketim.
nimetle seks olmaz deseler de fetişim olan yiyecek.
hayır hayır, deliği veya çağrışımları değil; fonetiğinin helmutgillerden bir abimizin ağzından dökülüşü fetişe sürükledi ruhumu. uzun zaman sonra "uu beybi bende bir hareketlenme oldu" nidalarını döktüren helmutgilin ofisime gelip "bagel?" değişi haala aklımın bir köşesinde. ah annem; bir bilse kaç gündüz/gece-rüyalarımda ne bageller yapıp da yedik!
benim senin onun değil, toplumun ideali! dünya sosyoloji literatürüne girmesini dört gözle beklediğim "neoliberal ekonomi - muhafazakar sosyal politikalar" dilemmasını yücelten toplumun ideali. gördüğü neoliberal san fransisco gaylerine "we're normal" diyecek kadar öğretilmiş heteroseksüelliği yaşayan, üretmeden yan sanayi eğlence programları yapacak kadar ara elemanlar ülkesinin bireyi, hükümetine histerik şekilde bağlı kalacak kadar sunni, ne alacağını şaşıracak kadar zengin, futbol-pes-metres üçlemini gözümüzden indirmeyecek kadar erkek!
al bebeğim sana ideal heteroseksüel sunni türk erkeği; ekonomik politikalarla bir gün zengin olacağına inanan ve bu yüzden muhafazakar sosyal politikaları eleştiremeyen genç bireyler için ideal rol modeli.
gezi'deki gençler mi? canım onların hepsi acun'dan pes'te 8 gol yedi, hem de acun barcelona'yı bile almadı. yoksa muhafazakar sosyal politikalara karşı değiller.
futurelavirs a tahmininden ötürü muz yerkenki baygın bakışlı warholesk portresini göndermek için hazırlıklara girişen, aigai ye "kadın dediğin kate moss tur nancy de kimmiş?" diye trip atıp sonrasında gönlünü almak için yanağına öpücük konduran, operazionepaura yı ise kadife rüyalarında adımın phaedra olduğu konusunda ikna etmek için sabırsızlandığını bildirmek isteyen yazar.
tanışmam kipa yılbaşı sepeti sayesinde olan ikili. sepetten çıktığında tüm snob tavırlarımla "rakı-şalgam?? so passé" desem de bir iki tur sonrası "o adanalı buraya gelecek" nidaları atıyor durumuna gelmem ile gönlümdeki yeri apayrı olandır. bildiğin ayı iksiri.