bağırsak mikrobiyotası

varlığını yeni fark ettiğimiz kalp, akciğer, böbrek, beyin veya dalak gibi bir “organımız” var.

bu yeni organın diğerlerinden en önemli farkı anne karnında iken bu organa ait tek bir hücre bile bulunmaması ve dünyaya geldikten sonra gelişmeye başlaması.

bu, öyle ufak tefek bir organ da değil; onlarca trilyon hücreden oluşuyor, ağırlığı da 2 kilogramı buluyor

ayrıntılı bilgi için: http://ultratedaviler.wordpress.com/2014...
mikrobiyatalar bilim dünyasının yeni bilinmeyeni ve yeni araştırma alanı...
şu zamana kadar birçok hastalığın patolojisinin dahil bu sistemle olduğu bağdaştırıldı...
en çok ilişkilendirilenler ise obezite,inflamatuvar barsak hastalıkları,çölyak hastalığı ve dm...
hatta fekal transplant dahi obezite tedavisinde konuşulan tedavi yöntemlerinden biri.
p.s. :fekal transplantasyon: b.k nakli
ciğerim soldu.

böbrekleri üşütmüşüm.

kalp sızısı.

karaciğeri bu akşam yorduk peh peh peh.

dalağını s.kim.


bakın bunların hepsi oluyor. peki bu?

senin ben bağırsak mikrobiyatanın ta...


olmuyor. değiştiriniz!
aldırırsak bel çevresinde bir incelme gösterecek mi?
o 2 kiloluk kaybı tartıda görecek miyiz?
yıllardır bilinen organların sağlığına bakamazken yeni bir organın sorumluluğunu alamayacak olan insanlar ne edicek?
50 yaş üzeri her hafta düzenlenen kekli börekli "günler"de konuşulan sağlık konularının bitip artık herkes telefonlarına odaklandığı için yapılan bir haber mi yoksa? sohbeti, komşuluğu, kocakarı bilgilerini canlandırmak için mi?

"valla kızlar* benim vücut k* vitaminini pek "şey" edemiyor; halamın kızının eltisinde de varmış aynı problem, ona komşusunun tanıdığı bir doktor bir karışım vermiş, şifalı otlarla falan, hallediliyormuş. "whatsapp"* grubuna yazarım akşam tarifini, merak eden alsın."
"organ" sözcüğünün mecazi olarak kullanıldığını düşünüyorum. söz konusu organ denilen şey, bakteri vb. mikroorganizmaların oluşturduğu bir şeydir. simbiyotik bir ilişki söz konusu. biz onlara gereken besini ve barınma yerini veriyoruz, onlar da karşılığında bizim verdiğimiz besinleri, insan için yararlı bileşiklere dönüştürüyor. başlangıçta oluşmamasının nedeni de bu olabilir. bu canlıları daha sonra vücudumuza alıyoruz. organ benzetmesinin nedeni de, eğer vücutta bu canlılar yoksun ise, hayatımızı verimli bir şekilde sürdüremeyecek olmamız. tabi yine de kalp, böbrek gibi hayatı bir organ olamayacağını düşünüyorum. nasıl olsa ölseler bile yenisini alıyoruz dışarıdan.