çiğ köfteci ali usta

sirkeci'deki dükkanında yıllardır çiğ köfte satan bir abimiz. asabiyeti ve "limon ister misin çocuk adam?" sözüyle tanınıyor. son zamanlarda bazı youtuberların onu hedef almasıyla fenomenleşti. öyle bir kalabalık oluyor ki dükkanın bulunduğu sokağa bile girmek oldukça zor. bir kez ziyarete gittim fakat memlekete gittiğinden göremedim. fiyatlar normal seviyededir.

fiyat listesi: https://b.zmtcdn.com/data/menus/044/5922...

hakkında son çıkan haberlerde sokakta gitar çalan çocukları dövdüğü söyleniyor. yine gerizekalı youtuberların işi var bu olayda.

video linki: https://www.youtube.com/watch?v=iyWJ_E8j...
kesinlikle haz etmediğim kişi. sadece kontrolsüz sözlü ve fiziksel şiddet uygulaması ve öfke problemleriyle tanınan bir kimse.

çok güzel bir istanbul türkçesi konuşan, bütün müşterilerine hal hatır soran, onlarla son derece nazikçe ilgilenen bir çiğ köfteci de vardır muhakkak, o niye meşhur olamıyor? biz toplum olarak televizyonda, sinemada, küfürlü şarkılarda, sosyal medyada -aynı şu papağanı boğarak yaralayan psikopat murat gibi-, her zaman aşırı şiddet yanlısı, agresif, polemiğe sebep olan insanları meşhur ediyoruz. şimdi bu çiğ köfteci ali usta'nın topluma ne faydası oldu arkadaş? e belki diyeceksiniz bizi güldürüyor. niye güldürüyor peki? insanlara anlamsızca şiddet göstermesine neden gülüyoruz ki bu bağırmaktan devamlı sesi kısık olan adamın?
cocuk adam dedigi icin bi insan nasil unlu olabiliyor . guzel ulkem :d
yıllardır aynı şekilde işini yapan bir esnaftır. tavrı yıllardır aynıdır. asabi değildir, sesi öyledir. "bağırıp çağırma" denen şeyler işin şov kısmıdır
ama
adam hiçbir zaman ünlü olmak için uğraşmamıştır. ünlü olmak onun için bir anlam ifade etmemiştir.
adam sadece işini yapıyor. siz ünlü ediyorsunuz, sonra yine siz "ünlü ettik; götü kalktı. ünü hak etmiyormuş." diyorsunuz.
internetin verdiği konuşma gücü, geniş kitlelere ulaşabilme gücü esas bizim götümüzü kaldırdı. ali usta vesaireden önce bizim. kendimizi elimizde sihirli bir değnekle istediğini ünlü eden, istediğinden ünü alan bir büyücü gibi; hatta bir tanrı gibi görüyoruz. gerekirse yargılıyoruz.
şunu bilmemiz gerek: biz kimseyi ünlü etmiyoruz. biz bir insanı tanıyoruz. tanındıkça ünleniyor. tanınması ise bizim elimizde olan bir şey değil.
internetin ortaya çıkardığı bu özelliğimizi yontmamız gerek.