isa encü nün vicdani ret deklerasyonu

roboski de bombalanan çocuklardan celal encü' nün abisi isa encü vicdani reddini açıkladı ve gerekçelerini ifade etti.

(bkz: uludere katliamı)


isa encü 'nün vicdani ret deklerasyonu:

bu katil devletin askeri olmayacağim

siz beni soyadımdan ve en son yaşanan roboski katliamdan tanıyorsunuz. ben roboski’de gerçekleşen sivil katliamda yaşamını kaybeden celal encü’nün abisi isa encü’ yüm.
siz bizi en son sivil katliamdan tanısanızda, devletin bize uyguladığı sadece en son zulümdü.bu zulüm ve soykırım politikaları adına ilk yaşadığımız bir uygulama değildi.
tc devletin kurulduğu dönemden günümüze,halkların inkarı ve yok sayılması hatta yok edilmesi üzerine kurduğu bir düzen vardır.bu düzen esasına dayalı herkesin başına bela olan koruculuk sistemini, köy yasasında bir değişiklik yaparak yürütmeye koymuştur.
televizyonlarda belki size sürekli gönüllü koruculuk ve yararları üzerine binlerce yalanlar aktarılıyordur. ben ise size kendi halkına karşı silahı ret edip koruculuğu kabul etmediğinizde hangi zülüm politikalarıyla karşı karşıya kalındığını kendi öz hikayemizle karşınıza koymak istiyorum.
bizim şu an yaşadığımız yer roboski’ye bağlı şantiye mahallesidir. bu mahalleye gelmemizin kısa hikayesini size anlatmak istiyorum.ben tüm bu olaylar yaşanırken iki yaşımda olduğumuda hatırlatmak istiyorum.sene 1993 biz ve şu an şantiye mahallesinde zorunlu ikamet etririlen halkımız, zeviya köyünde yaşamımızı sürdürüyorduk.bize siz pkk gerillalarına yardım ediyorsunuz,ya korucu olacaksınız ya bu köyü terk edeceksiniz diye sürekli asker tarafından tehtid ediliyorduk.hatta bu yüzden o yıllarda babamı tutuklayarak hapishaneye attılar ve görmediği işkence kalmadı.köy meydanında insanlarımızı toplayarak her türlü hakaret edilerek dayak atılıyordu.
tüm bunlar yeterli görülmeyerek, babamın anlattığına göre 150 havan topuyla köyümüzü bombaladılar.bu işkencelere dayanamayıp zaho’ya (k.irak)kaçanlar hariç, bütün köyümüzü zorla bugün roboski’de bulunan ortasu jandarma sınır taburu bölgesinde bir yer gösterilerek neredeyse açık cezaevi uygulamasına maruz bırakılarak çadırlarda yaşamaya mahkum edildik.
çadırlarda oluşturulan hapishaneden çıkmamızın tek yolu onların verdiği sayı olan her aileden birer kişi olmak üzere 40 bedel yani 40 korucu karşılığında serbest kalabileceğimizi söylediler. yoksa tüm giriş çıkışları kapayarak hiçbir yere gidemeyeceğimizi söylediler.çaresizlik içerisinde ailelerimiz kendi halkımıza karşı silahlanmayı kabul etmek zorunda kaldılar.
en son yaşadığımız roboski katliamına kadar,gönüllü kendi halkımıza karşı silah almayı kabul etmediğimiz için, her türlü kötü muamelede bizim kaderimiz oldu.
roboski katliamı da yukarıda anlattığım gibi halkımıza karşı düşmanlık hukukunun sonucu doğan, planlı-hesaplı yapılmış devlet katliamıdır.bu katliam için tbmm’ nin oluşturduğu komisyon, korkakça olsa bile genelkurmaylığın emri verebilmiş olacağını ifade ediyor.biz çok iyi biliyoruz’ki bu katliamın ucu hükümete kadar dayanıyor ve bu komisyon ise tc devletini aklamaya çalışıyor.
ben o gün sınırda yaşanan katliamdan,cenazesi olarak kardeşim celal’in sadece başını getirebildim anneme.size şunu söylemeye utanıyorum,öyle bir katliamdı’ki o gün yapılan, şehitlerin arasında ve kaç kez yanından geçmeme rağmen kardeşim celal’i, o dünya güzeli kardeşimi tanıyamadım.
tc devleti ,halkımıza karşın kuruluşundan itibaren, neredeyse yüz senedir düşman görüp, her türlü katliamı ,sürgünü,asimilasyonu,aşağılamayı bize reva görüp, böylesi yürüttüğü düşman hukuku varken, tüm kamuoyuna soruyorum hangi hukuka dayanarak beni askere çağırabiliyor.
bu katliamcı devletin, ne asker olarak, ne de korucu olarak ,ister savaş zamanı olsun, ister barış zamanı olsun silahını almayacağımı buradan tüm kamuoyuna duyurarak vicdani reddimi açıklıyorum.
kardeşini öldürenlerle beraber başka kardeşlerini - kuzenlerini öldürmek istememesini çok güzel açıklayarak bu hakkını kullanmıştır.