lgbt sözlüğünde ibne nin hakaret amaçlı kullanılması

bunu yapanların " ayı" olması başka bir ironidir. ayı kelimesi de ibne kelimesi gibi toplumsal bellekte olumsuz atıflara sahip olan bir kelimedir ve daha çok kaba-saba, çirkin, kro* erkekler için kullanılırken bu terim eşcinsellik tarihi içerisinde pek güzel yapısökümü'ne uğramış ve sıfat olarak bir grup insanın gururla taşıdığı bir kelime olmuştur. ibne kelimesi için de daha çok bilinç düzeyinde devam eden süreci eşcinsellerin kendilerinin baltalaması üzücüdür.
bu durum gerçekten rahatsız edici, kendine saygı duymayan birinin başkasından saygı beklemesi tuhaf, evet belki kelime anlamı yaşanan durumu doğrulasada toplum gözünde kişilerin birbirini aşalamak için kullandığı bir sıfat, düpedüz küfür... bu küfürde aşalama için kullanılan toplum biziz ve bizim kendi aramızda bunu gayet normalmiş gibi karşılamamız gerçekten durup düşünülesi. o zaman göt veren, tekerlek, nonoş, oğlan gibi kelimeleride kullanalım, gayet doğal bir yerden sonra suratlarımıza tükürüldüğünde ahhh yarabbi şükürde der geçeriz, 1 temmuzda ne diye çıkıp götümüzü yırtalım taksim de? şurada yazılanları okuayan birisi karşınıza çıkıp orada size hangi gururdan bahsediyorsunuz sizde gurur varmı dese ne kadar haklı olur? durup bir düşünün.
onur yürüyüşünün adı "ibnelerin onur günü" olarak yazılmaz çizilmez hiç bir yerde. yazanlar da homofobik medyadan ibarettir.

(bkz: seri eksi oy veren eşcinsel) *
sonunda drama queen olmayan bir eşcinsel yuvası buldum diye saadet içinde yüzüyordum. * sıradaki konu başlıklarımız şu şekilde gelişecek:

(bkz: eşcinsellerin amına koyarım diye küfretmesi)
(bkz: lgbt bireylerine eşcinsel demek suretiyle biseksüel ve travestileri dışlamak)
(bkz: lgbtt bireylerine lgbt demek suretiyle travesti ya da transeksüellerden birini dışlamak)
(bkz: ebtt bireylerine lgbtt diyerek gay ve lezbiyenleri bilinçaltında eşcinsel çatısı altında toplayamama durumu)
(bkz: hemcinsel kelimesi yerine eşcinsel kelimesini kullanan hbtt sorunsalı)

benim başlıca sorunum aslında şu: ben bu kadar hassasiyeti gerçekten samimi bulmuyorum. bu aşırı hassasiyet, aşırı mağduriyet, aşırı bilinçlilik ve aşırı empati modu sadece süslü kelimelerden ve fanatik söylemlerden ibaret. gerçekse de eğer çok sıkıcı. aklımda, konuşurken aman kimseyi incitmeyeyim diye her bir kavramı amı götü dağılana kadar irdeleyen komik bir insan modeli canlanıyor çünkü. bu kadar steril bir düşünce çabası gerçek olabilse bile samimi olamaz benim için.

bahsi geçen "ibne mevzusu" için de 3 aşağı 5 yukarı düşündüğüm bu. neyin ne zaman hakaret olduğunu, ibnenin yazarlar, eşcinseller ve heteroseksüel için ne anlama geldiğini, kavramları yontarak normalleşmeye çabalamanın aslında ne kadar anormal göründüğünü uzun uzun anlatmak isterdim ama bu yollardan geçtim. bayrağı liseli eşcinsel arkadaşlarıma devrediyorum. onlar içselleştirilmiş homofobi hakkında biraz daha nutuk atabilir ve dinleyebilirler. şimdi en asi çağları onların.
beni çocukluğuma götürmüş söyleminin başlığıdır.

gırgıriye isimli über film serisinde perran kutman olsun, gülşen bubikoğlu olsun, diğer romanlara pis çingene diye hakaret ederdi. hakareti yiyen de cevaplardı:

-a ayt, sankim kendisi alaman garısı...