her mutsuz hissettiğimde açıp hüznümü ekmek bölüşür gibi bölüştüğüm kadın.
hayatımın her köşesinde izlerini görüyorum. bir gün gerçekten mutlu hissedersem dinleyemem diye korkuyorum. çünkü hep hüznümle, hem karanlıkla, şehrin sisiyle öyle özleşti ki kalbimde...
a crime dinlerken ağladığım da oldu, kocamla our love çalarken seviştiğim de; bir daha eskisi ben olarak dönemeyeceğim evden çıkarken kulağımda tarifa çalıyordu, boş arazide yıkılan evlerin arasında koşarken darkness fade kolonlardan çağlıyordu. garip bir şekilde elimden kaldırıverecek bir dost gibi sesi. iyi ki müzik yapmaya devam ediyor.
7 şubatta the attachment theory ile iş birlikleri olan self-titled albümünü yayınlayacak sanatçı.
albümü duyurduğunda yayınladığı ilk single'ı afterlife'ı çok sevmiştim ama asıl vuruşu albüm arefesinde saldığı trouble ile yaptı benim için. devin hoff, bassline'da imzasını atmış. synthesizer'daki lou tides'ı da atlamamak lazım. kusursuz bir iş geliyor. hafif bi' are we there havası, we've been going about this all wrong ruhu var.