sivil toplum kuruluşları

topluluklar oluşurken .sivil ve politik toplumlar yerlerini aldılar .
politik topluma ,devlet ve yandaşları denebilir.
sivil toplum politik toplumun gerisinde kalan kısım oldular.
ne zaman bir şeylerin ters gittiğini anladılar ,örgütlenme başladı .

türkiyede sivil toplum örgütleri 80 lerde oluşmaya başladı .
devlet dışı örgütlenmedir aslında ama o dönemlerde sivil toplum denmekle yetinilmiştir.
sivil toplum örgütleri
*hak savunucu temelli (eğitim sen...vb.)
*yardım/hizmet temelli(morçatı,lösev vb..)
gibi düşünüle bilir .bir örgütlenme bu ikisini de benimseye bilir.
hak savunucu temelli örgütlenmeler yasaya katkı,gelişim ,değişim sağlamak isterler.
yardım/hizmet temelli örgütlenmeler anında müdahale ,eğer bir ülkede yoksulluk varsa yoksullara ulaşılmalı gibi düşünür.

yardım ve hizmet temelli sivil toplum kuruluşlarına şu yönde bir eleştiri vardır,devletin yapması gereken şeyleri siz yapıyorsunuz ,destek veriyorsunuz ,devlet gerekeni yapmıyor.
kâr amacı gütmeyen, dünyaya faydalı olmak için meydana getirildiği savunulan, devletin yapması gereken şeyleri yaparak takdir kazanan kuruluşlardır. ama faaliyetler devlet eliyle yapılmadığı için bana zaman zaman ciddiye alınmıyorlarmış gibi gelir hep.
insanların seslerini duyurmak için, birlik olmak için, dayanışma amaçlı kurulan örgütlerdir. her ne kadar toplum arasında çok popüler olmasa da*...
aynı talepleri tek çatı altında dile getirmeyi beceremeyen topluluk...
türkiye şartlarında pek kıymet görmeyen topluluk, kuruluş..
sosyolojide sivil toplum örgütleri (stö) olarak anılan bu oluşumlar, bir toplumda, devlet adı verilen en büyük silahlı-sistemli-yasal örgüte karşı, toplumun kendini koruyabilme ve var edebilme becerisini gösterir. bir toplumda, böyle bir sivil yapı yeterince gelişememiş ve güçlenememişse, o toplumda adil, dengeli, insani ve demokratik bir siyasal sistemden söz edilemez.