genelde sıcak günlere denk gelir. bi yandan neler alacağına karar vermeye çalışırsın, bir çok alamadığın eşya için üzülürsün. sonra bir bir eleme yaparsın çünkü o çanta mutlaka eşyalarınızı almayacaktır. tabi tatile gittiğiniz güne göre de değişir. eğer 1 ay, 2 ay ise hammalığa dönüşür o yolculuk. 4-5 günlük bir seyahat ise sorun yaşanmaz.

offf ne zor birşeydir o valizi hazırlamak.
aldığın kıyafetlerinde yarısını kullanmazsın boşuna hamallık yaparsın, ne o ! çeşit olsun.
birde kıyafetler, 4x-5xl olunca 7-8 parça kıyafet koyar doldurursun valizi.
en acı gerçek ise tatil dönüşü !!! valiz sana sen valize bakarsın. kirli ayır kirliye at, temizleri katla kaldır yerine.
2km koşmak daha az yorucudur sanırım.

tatil sonrası çanta boşaltmaktan daha iyidir. tatile gitmenin verdiği heyecan ve sevinçle tıka basa doldurursunuz çantanızı, giyilmeyecek eşyalar bile konur içine o sevinçle,sonra tatil dönüşü, yuh amk kim koydu lan bu eşyaları bu çantanın içine ,amk amma da ağırmış lan bu çanta gibi hayıflanmalar olur tatil yorgunluğuyla, daha bitmedi tabi o yorgunluğun üzerine o çantayı boşaltmak,kirlileri yıkmak ve ütülemek vardır. hatta çanta bir kaç gün öyle dolu bile kalabilir,ha bugün ha yarın boşaltırım diye, nah boşaltırsın tabi, ne zaman o kirli kareli gömlek lazım olur o zaman gelir aklınıza çanta, sonra, ne sonrası amk gidip yıkayayım şu gömleği aklıma gelmişken.

ıssız adaya gidilmediğinin göstergesi. ne gariptir ki ıssız adaya giderken yanımıza 3 şey almak yeterli olurken, her şeyin olduğu- hatta her şey dahil denen- yerlere giderken tıkış tıkış doldurursunuz. *

unutulmaması gereken en önemli şeyin unutulduğu eylem.

tatil sonrası çanta hazırlamak kadar sinir bozucu değildir.

tatile çıkarken en sevdiğim kısımdır. heyecan, hayal dolu bi kısım.

hiç sevmediğim durumdur. acaba bir şey unuttum mu sorusu sürekli kafamda döner durur. ve mutlaka bir şeyler unutup gittiğim yerde almak durumunda kalırım. buna bilimin acil bir çözüm bulması gerekli