the girl on the train

ingiliz yazar paula hawkins'in kaleme aldığı ilk gerilim kitabı.

rachel, anna ve megan isimli üç kadın ve bu üç kadının etrafındaki erkekler ile olan hikayesi konu alınıyor. rachel'ın kocasının onu aldattığı ve uğruna terk ettiği kadın anna, megan da anna'nın tom'dan olan çocuğuna arada bakıcılık yapan komşuları. kitabın omuriliği rachel, rachel'ın depresyonu ve alkolikliği, 3 ay boyunca işten atılmasına rağmen her sabah kalkıp trenle işe gidiyormuş gibi londra'ya gidip geri dönmesini, bu sırada trenden yaşadığı bölgeyi izlerken gördüklerini konu ediniyor. yaşadığı hafıza kayıpları, bir türlü ayık olamaması, karşılaştığı garip tipler ve en sonunda megan'ın öldürülmesi ile kitap bir girdap gibi okuyucuyu içine çekiyor. cinayeti çözmeye çalışırken yaşadığı hafıza kaybı anlarına dair geri dönüşler ile kendisini olayların merkezinde buluyor ve olaylar gelişir.

hızlıca okunan güzel yazılmış bir kitap, gerilim severlere tavsiye.

filmi geliyormuş ayrıca;
karakterlerin hepsi kafamdaki tasvirlere uygun, justin theroux* çok pis bir rolde, çıksa da izlesek.