2000-2001 istanbul kesik bacak cinayetleri

okudukça ruhumu daraltan ve en kötüsü hala çözülememiş ancak 2001'de bir şekilde son bulmuş cinayetlerdir.

cinayetlerin hepsi istanbul'da oluyor. 8 adet kesik bacak, bazı kaynaklara göre 1 erkek 7 kadın; bazı kaynaklara göre 2 erkek 6 kadın.
cinayetler ilginç çünkü kadınların hepsinin bacaklarından anlaşılan çok bakımlı 20-35 yaş arası kadınlar oldukları. tırnakları ojeli, yeni tıraşlı, manikürlü vs... ve kadın kurbanların tümünde bacaklar muntazam şekilde uyluktan kesilmiş, kanları akıtılmış hatta tuzlu suda bekletilmiş. erkek kurban/kurbanların ise oldukça gelişigüzel bilek hizasından kesilmiş.

lokasyon odakule... tüm bu cinayetler odakule ve çevresinde işleniyor. aslında 500 metrelik bir circle'da. bu da aslında katil/katillerin arabası olmadığını gösteriyor. ve çok büyük ihtimalle gece açılan ancak erken kapanan bir iş yerinde çalışan, kadınları bir şekilde etkileyip suç mahaline çekebilecek özellikleri olan biri.

cesetleri iki köprüden (galata ve atatürk/unkapanı) denize atıyor.
ve en önemlisi, katil kesinlikle "bilinmek" ve "görünmek" isteyen birisi. çünkü hiçbir cesedin başka bir parçası bulunamıyor, istese ayakları da yok edebilir ancak o arkasından bu "başarısının" herkesçe görülmesini istiyor.

erkek bacağını hoyratça keserken kadın bedenini nizami şekilde kesmesi aslında içinde bir cinsel çatışmasının olup olmadığını düşündürüyor o zamanlar. biz gay'lere egzotik hayvanlar olarak bakıldığı ve davranışlarımızın seksimize yorulduğu dönemler... o zamanki fikirler şöyle; katil belki erkeklerden hoşlanıyordu ve bunu kabul edemiyordu. bu yüzden erkek bedenine daha hoyratça davranıp kadın bedenlerine daha "nazik" (!) yaklaştı. ve öldürülenler arasında sadece erkek bedeninde çok yoğun şekilde alkol aldığı tespit ediliyor. dolayısıyla acaba maktul hetero muydu ve ilişkiye ikna edebilmek için mi bu kadar içirildi? çünkü kurbanlarının hiçbirini bu şekilde sarhoş etmemiş veya sarhoş olan kişilerden seçmemiş. öldürmek için kurbanını sarhoş etmek istemiyor yani. veya katil iktidarsız bir heteroydu ve erkeklerden nefret ediyordu. kadınlarla seks amaçlı buluşmak isteyip yapamayınca öldürdü, sonrasında bir erkeği denedi ve bu onda daha fazla bir hiddete neden oldu. çünkü erkek bacağını satırla oldukça kuvvetli vurarak ayırmış. kıskançlık cinayeti? sonsuz ihtimaller...

ilk kurbanları kimsesizler, arayanı olmayan kişiler. çünkü hiçbirinin ailesi arayanı bulunamıyor, bacaklar aranan kişilerle eşleşmiyor ve kimsesizler mezarlığına gömülüyorlar.

ta ki 2 cinayetine kadar. her cinayeti bir level atlamak olarak gördüğünü düşündürüyor bize çünkü artık bu kadınların kimliğini biliyoruz, birisi bir hayat kadınına diğeri bir üniversite öğrencisine ait.

üstelik o üniversite öğrencisinin kaldığı yurdu arıyor, "boşuna aramayın o kızı bulamayacaksınız" diyor, kurbanın telefonunu tahtakale'de bir ikinci elciye satıyor. ve tüm bunlara rağmen ortada bir eşgal yok. bu yüzden bu katilin bir polis olabileceği düşünülüyor. insanlara bir şekilde güven verebilecek, belli başlı lokasyonlara çekebilecek , izini belli etmeyecek olan izleri de silebilecek bir meslekten olduğu aşikar.

ilk bacakları köprüden atarken son bacakları tünel ve bakırköy metrosuna bırakıyor. bu da kendince bir basamak daha atlamış hissettiriyor muhtemelen.

katilin üniversite öğrencisi kurbanı yasemin durgun, ölmeden önce erkek arkadaşı ile yemek yiyor daha sonra erkek arkadaşı derse girerken kendisi postaneye gidiyor. postaneden sonra öldürülmüş aynı gece bacağı bulunmuş. maktule postanede 1040 numaralı fiş ile işlem yapmış. postane sırasında kızın bir önündeki ve arkasındaki kişi sorgulanıyor bir şey çıkmıyor.

bedenlerin parçalanmasındaki muntazamlık katilin anatomi bilgisinin sıradan birinden fazla olduğunu gösteriyor. bundan yola çıkarak tıp eğitimi almış/alıyor olabileceği konusuna yoğunlaşılıyor. veyahut otopside çalışan bir tekniker, patoloji teknikeri, tıbbi patolog, tıp öğrencisi, kasap, hemşire... hatta organ mafyası gibi o zamanların "popüler"(!) katillerinin üstünde de duruluyor.

ve yasemin durgun'un erkek arkadaşı tıp fakültesi öğrencisi... kendisi yasemin'in öldüğü gün ondan ayrıldıktan sonra kendisini bir daha görmediğini ve derste olduğunu kanıtlıyor ancak acaba bu erkeğin çevresi arkadaşları inceleniyor mu, hayır.

en sonki cinayet, yani bu cinayet zincirinin sonu ise yine bir erkeğe ait. kimlik bulunamıyor. cesetleri aranan kişilerle dna testleri uyumsuz geliyor. bu son olaydaki maktulün aslında katil olabileceği de konuşulanlar arasında. ancak hiçbir kanıt olmadığı için ve cesedin kimliği diğerleri gibi ortaya çıkamadığı için dosya 20 yıl sonra 2021'de kapanıyor ve bir daha açılmıyor.

amerikalı suç psikoloğu richard walter'ın çıkardığı profile göre katil cinayetleri işlediği sırada 20'li yaşlarında, muhtemelen daha önce hapis yatmış, aşağılık kompleksine sahip bir erkek.

ve yasemin'in dosyası, üstünden 20 yıl geçtiği için 3 yıl önce kapanıyor, bu olay da böylece unsolved olarak kalıyor. katil şu an çıksa, katil benim dese ceza almayacak. ve bu adam belki hala aramızda dolaşıyor. ki bir insan hayatı boyunca sokakta ortalama 36 kez bir katilin yanından geçiyormuş.



bakınız: faili meçhul cinayetler

olayı dinlemek isteyenler için favori podcast'lerimden biri olan true crime:meçhule giden gemi'nin case'i incelediği bölümü bırakıyorum: