avrupa'daki türk turistler

istisnasız her avrupa şehrinde rastlayabileceğiniz tipik türk turistler devasa sırt çantalarından tanınır. o çantanın içinde ne vardır, neden gezmek için yanlarına o kadar çok şey alırlar bilinmez ama tipik türk turist kaplumbağa gibi gezmekten hoşlanır. genelde eşofman altı ve spor ayakkabıyla gezerler zira o kadar yürüyüş türkler için başlı başına bir spordur. ellerinde otel kahvaltısından yürüttükleri ekmek ve nevaleyle yaptıkları sandviç vardır mutlaka. ayrıca türk turistler yüzlerindeki yorgun ve memnuniyetsiz ifade ile de diğerlerinden çabucak sıyrılır. "her yeri çarçabuk gezeyim, resim çekip face e, instagram a koyayım" kafasında oldukları için yorgunluktan ne görse çok beğenmez, yüzünü buruşturup "bu ne aq, bunun için mi yürüdük o kadar yolu" der ve gülümseyerek resim çeker.
ingilizce bilen ve bunu göstermek için deliren türk turistler millete cacık olur, insanları taciz ve huzursuz eder. yıllarca ingilizce okuyup pratik yapamamış olmanın verdiği eziklikle diğer turistler istemeden onların resmini çekmeyi önerir, yılışır, taciz eder, garsonlarla, satıcılarla saçma muhabbetlere girer onları yıldırır ve en kötüsü sanki çok normalmiş gibi insanlara laf atar. ve bunları yaparken oh ne eğlendik edası takınır. ne eğlendin lan milleti taciz edip zorla muhabbet açıyosun.
yurtdışına çıkan çoğu türkte bu aşırı gevşeklik, beni kimse tanımıyor nasısa rezil olmamcılık, ohoo avrupa da herşey serbestçilik görülüyor malesef. türkiye nin "elit" kesiminin (ki bence sadece kendini elit zanneden kesim bu bahsettiğim) bu içler acısı hali bende sadece utanç ve acıma uyandırır, türk olduğumu belli etmeden kaçarım yanlarından.