içinde bulunduğum gruptur. çocukken oturduğumuz izmit'e bağlı değirmendere'den kalkıp istanbul'a akraba ziyareti yapılırdı. harçlık almak güzeldi ama o el öpme faslı ve gereksiz misafirperverlik ve nezaket boğardı beni. kaçış yolum tv izlemek olurdu o dönemde
trt sevdiğimiz kahramanların uzun versiyon çizgi filimlerini yayınlardı.
he-man ve
she-ra ya da aslanlı
voltran ile arabalı
voltran ı bayramlarda izler ya da
tenten ve
red kitin izlenmemiş versiyonları izlenir şeker yada tatlı tüketilirdi. büyüdükçe olayların içine çekilmeye çalışıldı
ramazan geldiğinde hadi bak büyüdün oruç tut hadi
bayram namazina gidelim diye. 335 gün herşeyi yapıp 30 gün hiçbirşey yapmamak yada hergün içip kurban bayramı'nda aman kurban eti içilmez onla denilerek içilmemesi bahçende beslemeye çalıştığın boncuk gözlü hayvanın can çekişe çekişe ölmesini görüp masanda kavurma olarak son kez görmenin mantığını anlayamayan biri olarak bayramlar benim için tatile eşit olaydır.