çanakkale

bir çay mahallesi vardır ki evlere şenlik, domates e tomato derler, çocukların her yaş kuşağı ayrı bir alemdir fakat en bombası 4-7 yaş arasıdır ki bu yaşlarda genellikle terlikler ters giyilmiş olur, yazın sıcağında üstünde çeşitli yemek artıkları olan bir t-shirt olur ve burunda yarı kurumuş sümük ile etrafta kimi çileden çıkartsam diye gezinirler ve avınu bulup da birine sardımı aman allah o kişi yandı... bu mahallenin düğünleri fenadır çeyiz gezdirme merasimi ile başlar ve günlerce şenlik tadında sürer gider özellikle gelin ve damadın konuk davet turu dillere destandır tüketilen alkol ile küçük bir tekel dükkanı açabilirsiniz ama ama en bombası ise kavgalarıdır hiç bir yerde duyamayacağınız yorgan altı küfürlerden bir şölen yaşar kulaklarınız.* bütün bunların yanında şanlı bir tarih, binlerce yılda türlü uygarlıktan şahane eser ve cennet bir doğaya sahip ilimizdir. insanı bambaşka bir sıcaklıktadır.
asos felsefe kampına gittiğimde hayatımın en güzel kahvaltısını yaptığım, şarabı su diye içtiğim, havası,suyu ayrı güzel memleket..insanları o kadar iyi ki altında bir bit yeniği arıyorsunuz..arıları bile sokmuyor..asosta beton bina yapımının yasak olması ayrı bir şıklık..kendine has dilleri mükemmel kiraz ağacına daldığımızda bize yaklaşan amca kızacak diye beklerken, bize yıkanyin dedi. biz de yıkayıp yidik.
canım memleketim yaşlanmak istediğim tek yer. bana yine sorsalar nerde doğmak büyümek isterdin diye tek cevabım olurdu o da çanakkale. insan ayrı kalınca daha iyi anlıyor değerini. 3 ay oldu gitmeyeli burnumda tütüyor. bu mevsimde de nası güzeldir belli değil. en kısa zamanda gidip radarda mangal yapmam lazım. çok fena rakım geldi *
ülkemizin güzide illerinden bir tanesidir. kurtuluş savaşı sırasında nice destanların yazıldığı ve sayısız kahraman genciyle, yaşlısıyla türk insanının kanları ile sulandığı toprakların adreslerinden bir tanesidir. sadece kurtuluş savaşı destanı ile bilinmez çanakkale. gelibolu yarımadası, truvası ve güneşin en güzel battığı yer olan asosu vardır. meşhur ezine peyniri ve bir çok kaplıcası vardır. bozcuada ve gökçeada bu ilimiz sınırları içindedir. gökçeada ya gemi çanakkale merkez iskelesinden kalkar. bozacada ya ise geyikli vapur iskelesinden gidilir.

emeklilerin şehri olarak bilinir. 18 mert üniversitesi bu ilimizde bulunmaktadır.
bütün balamozlarının evli olduğu biricik memleketim.
izmirle beraber türkiyenin en rahat şehridir.hele bozcaada ve assos tadından yenmez.herkes gidip görmeli.dezavantajları herkesin birbirini tanıyor olması ve bir de alternatifsiz gece hayatı.
yaz kış esen poyrazı nedeniyle herkes küçük yaşlarda sinüzitle tanışır ve ömür boyu onunla yaşar.
şehir merkezinin küçük ve düz olması nedeniyle herkes küçük yaşlarda motosikletle tanışır ve araba alana kadar onunla yaşar.
kışın buz gibi havada bile motosikletle gezdiği için herkes bir süre sonra romatizmayla tanışır ve ömür boyu onunla yaşar.
benim memleket ama allah büyük söyletmesin, hayatta bir daha yaşamam orda, kötü anılarım güzel anılarımın üzerinde orda. şehir dev bir huzurevi kompleksi gibi ve dedikodu kazanı, herkes birbirini tanır, herkes birbirini çekiştirir. a noktasından giren bir aracın haberi dakikasına b noktasına varır. şehre giren yabancılar anında fark edilir. bir ucundan bir ucu yürüyerek on beş dakika şehrin. 1994 yılında gelibolu yangınında tüm tarihi orijinal surlar yandı, yani yenilerde şehitliklere gittiyseniz o surların hepsi yeni... ayrıca ben daha çocukken ormanların arasında görünen 18 mart tepesi ve yazısı artık beton yığınları arasına kaybolmuş, felaket bir şehircilik sonucu tüm doğal doku yok olmaya yüz tutmuş durumda... yazık...
haftasonunu geçireceğim şehir. yıllar geçti ilk kez gitmek nasip oluyor. ne ayıp. neyse.
bayramiç'in dağ köylerinin birinde bir başıma oturmaktan horasan erenlerine döndüğüm memleket. sen yıllarca geyikli-kumkale arasında sahillerde gez, yazlıkçı gibi takıl, günün birinde "dede toprağı" diyerek kodumun dağına evi yapsınlar, ekonomik özgürlük de olmadığından kafeste muhabbet kuşu gibi takıl! güneşli bir yaz günü daha aşağıdaki sahilin tadına varamadan dedenizin çocukluk arkadaşlarıyla bir kahvede bakışmıyorsanız anlayamazsınız ey sözlük.

ve son olarak boğazın dibine kadar gelip karşıya geçmek, olmadı sahile yakın bir ovada mesken edinmek yerine dağın dibine yerleşen atalara selam olsun, yörüğün dağdan aldığı hazzı ben sevdiğimden alamadım amk.
iskelede(eceabat’a giden) elimde biram kafamda kaskımla isyan ettiğim şehir!

seviyorum ulan seni çanakkale! ilçelerini de seni de!