kadınsı eşcinsellerin ayı hareketindeki yeri
son günlerde ayı sözlük yazarları arasında kutuplaşma demiyelim ama, ciddi atışmalara yol açan konunun çözüme kavuşturulması için düzenlenen açıkoturumun konusudur. ali kırca dark bear'ı arar ve son zamanların en çok konuşulan bu konusunu televizyonda ana haber bülteninden hemen sonra bir açık oturumla tatlıya bağlamak istediğini söyler. hatta bu program için bir kaç isim de düşünülür ama "er meydanı, erkek erkeğe" gibi öneriler, sözlük içerisinde bir ayıseverin ya da ayının kadınsı bir yanının olmasının normal olduğunu dile getiren yazarların itirazı ile veto edilir.
neyse stüdyoya doluşulur, açıkoturum başlar. ayı dediğin erkeksi olur diyen tarafı temsilen dark bear ve bearabeare söz alırlar. birkaç yıl önce ayısözlük bünyesinde karşılıklı fikir alışverişi sonucunda artık şartların konuşmayı bırakıp eyleme geçilmesi için yeterli olgunluğa ulaştığını farkettiklerini, ilk önce tüm ayısözlük yazarlarının eşzamanlı olarak kendi çevrelerine eşcinsel kimliklerini açıklayarak işe başladıklarını, ardından aileleri ve arkadaşlarının desteğini de alarak ankara'ya yürüyüşlerinin tüm türkiye'de eşcinsel onur hareketini ateşlediğini ve bugünlere gelindiğini hatırlatırlar. son zamanlarda ortaya çıkan kadınsı tavırların ise binbir güçlükle kazanılan kamuoyu desteğini azaltarak ayı hareketine zarar verdiğinden bahsederler.
ardından eşcinselliğin, ayı veya ayısever olmanın standart kalıpları olamayacağını, gelinen noktada her eşcinselin eşit miktarda emeği ve fedakarlıkları bulunduğunu söyleyen pisuvardaki siyah kil2 kendi görüşünü dile getirir. fakat konuşurken sık sık sözünün kesilmesine içerleyerek fenalaşır ve kavga falan çıkar diye tedbir olarak stüdyoda görev alan kaslı ve yağız bodyguardlardan birinin kollarında kısa bir baygınlık geçirir. bodyguardın psk2 nin şakaklarını ovduğunu, ona güçlü kolları arasına alarak "istersen omzumda ağlayabilirsin canım" dediğini farkeden bazı ayısözlük yazarları da en yakın diğer bodyguardın yanına giderek bayıldıkları için ali kırca açıkoturumun kontrolünü kaybetmek üzereyken bir canlı telefon bağlantısı gelir. arayan başbakandır. başbakan "eşcinsel bireylerin evlilik, çocuk sahibi olma ve evlat edinme dahil tüm diğer yasal haklarına kavuştuğunu, meclisten jet hızıyla geçirilen homofobi karşıtı yasayla homofobik söylem ve fiillerin en ağır şekilde cezalandırıldığını, eşcinseller için pozitif ayrımcılık yasasının da kabul edildiğini, cinsiyet değişimi ve hormon tedavisi gibi uygulamaların tamamen ücretsiz olduğunu hatırlatarak tüm bunlara rağmen eşcinsel kardeşlerimizin hala sorunları olduğunu bilmenin kendisini üzdüğünü söyler ve eşcinsellerin bize öğrettiği mottoyla onlara seslenmek istiyorum; "savaşma seviş" der. hatta "sizden de en az üç çocuk istiyorum" esprisi salondaki gergin havayı yumuşatır. kapanış konuşmasını yapan ali kırca da tüm yazarcanların birbirini kucaklayarak barışmalarını isteyince stüdyoda bir sevgi yumağı oluşur. yalnız kaslı bodyguardın ve ali kırca'nın önünde bir kuyruk meydana gelince dark bear "arkadaşlar yetmiş milyon bizi izliyor, lütfen ama" diyerek ağırlığını koyar. program reyting rekorları kırarak kapanırken psk2, aslında hacettepe ingilizce tıp mezunu olup, boğaziçi üniversitesinde biomedikal teknoloji mühendisliği ihtisası yapan ama ayısözlük yazarlarını daha yakından görmek için bu programda gönüllü bodyguard olarak görev alan milli yüzücü yeni sevgilisiyle nikah şahidi olması için ali kırca'dan söz alır. böyle hayırlı birşeye vesile olduğu için dark'a kızgınlığı da kalmamıştır.
haa, bir de bu var tabi:
(bkz:
kafan güzelmiş kardeşim güle güle kullan)
(bkz:
hayali bile güzel)
72x cd writer
ispitçi den hallice olan statüdür. sanki milletin arkasından iş çeviren, insanları moderasyona şikayet eden birisiymiş gibi bir çağrışım yapıyor.
bir ticaret erbabı olarak ayı sözlük
kitaplarımı bağışlayıp destek olurdum ama hepsi marksist, leninist yasak, sakıncalı şeyler olduğu için daha ilk gün z raporunu bile alamadan polisler gelip içerdekileri tutuklar diye korkuyorum.
fuck
altyazılı filmlerde "lanet olsun" diye çevrilir.
eski sevgiliye tecavüz etmek
yani tam tecavüz demiyeyim ama eski sevgiliyle o sızmak üzereyken haşince sevişme eylemi denebilir.
zaten haftada beş altı kez görüştüğün ve en az iki akşam da diğer arkadaş taifesiyle birlikte dışarıda yeme içme olayına girdiğin eski sevgiliyle yaşanan aksiyondur. yine bir gece sabahın dördüne kadar arkadaşın barında oturup içilir. ayrılmak için kalktığında bunun ayakta duramayacak kadar sarhoş olduğunu görürsün. senin evin yakındır ama onun ki kasabadan 4 kilometre uzaktadır ve motorla gelmiştir. onun o halde motora binmesine gönlün razı olmaz ve "gel seni ben bırakayım" dersin. evden üzerine incecik bir t-shirt alıp çıktığın için yolda sabah ayazı ve rüzgardan kıçın donar, hipotermiye girersin. bu arada eski sevgili de sana sımsıkı sarılmış ve sızmıştır. onu evine (üç yıl birlikte yaşadığınız, aslında bir zamanlar senin kendin için kiraladığın, ama sonra ona bıraktığın eve) gelirsin. bunun elbiselerini çıkarıp yatağa yatırırsın. bu arada senin de tekrar motora binip 4 kilometre geri gidecek halin yoktur. yatağa uzanmış sevgili sana "gel hadi, çok üşüdün, yanıma gir de ısın" der. elbiselerini çıkarıp sen de yatağa girersin. aslında tam binbir gece aynı yastığa baş koyduğun adam artık sana ait olmadığı için midir, yoksa alkolün etkisiyle mi bilinmez, daha bir çekici gelir ve haşin bir şekilde sevişmeye başlarsın.
zorunlu edit : sözlük yazarlarının bu girinin altında ismimi görünce şaşırmaları nedeniyle tanımı biraz açmak gerekir ; söz konusu eski sevgili, kendisine bazen sert davranıp tecavüz edecek bir sevgili fantazyası kurmakta, ama kendisine karşı çok sevecen ve anlayışlı partnerine bunu söylemeye çekindiği için onu aldatmaya kalkmakta ve böylece aynı evde yaşayan ve samimi arkadaşlarından eşcinsel bir çift olduklarını bile gizlemeyen bu çiftin beraberliği son bulmaktadır. eğer olayların altında böyle bir altyapı varsa herşey olur.
ingilizce bilmeyi maharet sanmak
askerden sonra çalıştığım amerikan firmasında proje departmanı tamamen boğaziçi endüstri mühendisliği mezunlarından oluşuyordu. adamlara birşey söylemek istediğinde muhabbet genelde şöyle oluyordu;
martı : ben, piç :projeci ingilizceci çocuk
martı: ben tahmini bütçeyi haftaya gönderirim, bunu önümüzdeki dönemin eylem planına alabiliriz.
piç : aaa tabi onun benefitine bakmak lazım, rantabl bişeyse hemen bacıtı onaylarım ben.
martı : o zaman bu döneme de yetişir.
piç : ama bu kuartırın aksiyon planını değiştirmek bi sürü korıspondıns gerektirir şimdi, biz onu gelecek kuartır yapalım
martı : oldu o zaman. ha bu arada babanın götüne koyiim.
kendinden büyük erkekleri sevmek
antik yunan'dan beri orta yaşlı bir erkekle daha genç bir erkeğin aşkı varolmuş, hatta toplum tarafından kabul edilmiştir. öyle ki bir çok yunanlı sadece çocuk sahibi olmak için bir kadınla evlenip, tüm aşkını, sevgisini ve cinsel hayatını daha genç bir erkeğe adamıştır. daha sonra yahudilerin ve onların bir üst versiyonu olan hristiyanlığın dayatmasıyla bu ilişki türü yeraltına itilmiştir.
olgun erkeğin kendinden emin tavrı, hayatında birşeyleri düzene koymuş olması, genç sevgilisine bir akıl hocası, rehber gibi yaklaşması ilişkiyi güçlendirirken, genç sevgili de enerjisiyle, yaşama sevinciyle diğerine gençlik aşısı gibi gelir. özetle iki partner arasında belli bir yaş farkı olması ilişkiyi dinamik tutmak açısından birçok avantaja sahiptir.
en yakışıklı sözlük yazarları
yakışıklı değil ama sempatiğim
*
asıldığınız adamla sohbet yaratma çalışmaları
aurora
mozilla'nın firefox'un bir üst versiyonu olarak sunduğu yeni internet tarayıcı. kesinlikle daha hızlı. ayrıca tıpkı google chrome'da olduğu gibi, yeni bir sekme ya da pencere açtığınızda en sık kullandığınız sitelerin birer küçük penceresi ekrana geliyor ki bu mozilla'da olmasını istediğim en büyük özellikti. firefox'da kayıtlı tüm kullanıcı adı, şifre gibi bilgiler otomatik olarak aurora'ya taşınıyor ve kurması bir dakikadan az sürdü.
bir erkek hayal edin
her gece yatağa uzandığımızda hayal ediyoruz zaten.
*
istifa etmek
düzenli olarak yaptığım eylemdir. hatta istifa ettiğim iki şirkete üç beş yıl sonra daha iyi maaş ve daha iyi bir pozisyonda geri dönüp, sonra yine istifa etmişliğim de vardır. olayın can alıcı tarafı önce çok çalışır ve kısa sürede vazgeçilmez birisi olursunuz. kimsenin almak istemediği sorumlulukları alır, herkesi tembelliğe alıştırırsınız ki istifanızın etkisi daha da yıkıcı olsun.
*
sabah ayılmanın en kolay yolları
öğlene kadar uyumak. o saatte zaten açlıktan gözüne uyku girmiyor.
*
patara
fethiye ile kalkan arasında bir plaj ama konumuz bu değil.
patara, varlığından yeni haberdar olduğum bir beyaz şarap. bir şişeyi bitirdiğinizde bile tatlı bir çakırkeyiflikten başka hiçbir şey yapmayan, ertesi sabah ne baş ağrısı, ne de başka bir soruna yol açmayan, içimi hafif ve lezzetli bir şarap. marketlerde satılmıyormuş sanırım.
* benim gibi içkiyle arası hoş olmayan adamları bile şarapçı yapabilecek kadar kaliteli.
kılların ağarması
aaa, hiç yaşını göstermiyorsun, çok daha genç gözüküyorsun iltifatlarını duyarak yaşlandığın gerçeğini görmezden gelirken ilk önce burnunun içindeki kıllarla başlar bu süreç. sonra kafanda tek tük beyaz saçlar belirir ve onları sanki başkasına aitmişler gibi görürsün. zaten iki tane falan oldukları için de siklemezsin. birgün aynaya iyice yaklaştığında artık rakamın üç haneli boyutlara ulaştığını farkedersin. sonra göğsünde, kaşlarında tek tük beyaz kıllar peydah olur ve bilirsin ki bir kaç aya kadar onlar da çoğalacak. aynaya bakarsın ve gördüğün adamın artık genç bir erkek kategorisinden çıkıp, daddy bear olma yolunda insanlığın sikinde bile olmayacak kadar küçük ama kendisi için dev adımlarla ilerlediğini farkedersin.
bankacibear
an itibariyle bana bir mesajla yetmişbeş lira kazandırmış en sevdiğimiz bankacıdır.
taşra
büyük şehirlerde yaşayanların bahsettiği "domino's pizza, bilmemne alışveriş merkezi" gibi terimlerden bi bok anlamazsınız. onlarla tek ortak noktanız yaşadığınız yerde bir bim mağazasının olmasıdır.
*
akbank
bana bugün yetmişbeş lira kart kullanım ücreti geçirmiş ve çok küfür yemiş bankadır. köylük yerde yaşadığımız için burada şubesi de yok ki, gidip şöyle "alın lan kartınızı, istemiyorum amk" deyip tavrımı koyayım.
bankacibear
(bkz:
#47110) nolu entrysi ile havale yapmayı beceremeyen tek bankacı olduğunu itiraf etmiştir. ben de saf gibi piyangodan para çıkarsa parayı çekip çevirsin diye ona emanet etmeyi düşünüyordum.
cumaya gittim gelicem
okuldaki arkadaşları tarafından din kıskacına alınan ve kafası karışıp, korkan yedi yaşındaki yeğenimin okuluna gidip rehber öğretmeniyle konuşmak istediğimde, öğretmenin odasının kapısında gördüğüm yazı.