istifa etmek

önce insan kaynakları müdürlüğüne çok içli bir mektup yazdım..havacılık sektöründe çalıştığım için,dilekçemi uçak yapıp müdürümün kapısından fırlatılmak suretiyle tam masasına kondurdum.kafamda mezdekeler çalıyordu.dışarıya çıktığımda güneş daha bir parlaktı.60lı yıllarda şemsiyelerinin etrafında dönerken topuklarını çarpıştıran adamlar gibi seke seke uzaklaştım.yılların stresi, yıllık iznimi alabilecek miyim,bu gün de mesaiye kalacak mıyım, bir sonraki zirvede yine çalışıyor olacak mıyım,karda ,siste, volkan patlamasında, iç çatışmalarda iptal olan uçaklar yüzünden uykularım kaçacak mıydı kaygılarından kurtulmuştum..özgürlük hiç bu kadar hissedilmemişti bünyemde..artık osmanlılar yenildi diye biz de yenildik kalıplarında yaşamıyordum..çok mutluyum..*
sık sık gerçekleştirdiğim eylemdir. artık o kadar sıradan oldu ki karalama kağıdına öylesine bir imza atar gibi imzalıyorum istifa dilekçelerimi. her işe girişimde '' ama bu sefer çok güzel olacak bak.'' deyişime mi güleyim yoksa çıkarken '' ama orada çalışabilmek için 100 kaplan gücünde olmak lazımdı.'' dediğime mi bilemiyorum.
benim için ölmeden önce yapılması gereken şeyler listesinde yer alan şeylerden biri. hayır hala ağız tadıyla yapabilmiş değilim. işinden nefret etse de işyerine bağlılık gösteren o embesillerden biriyim. aslında sırf bu yüzden benden iyi koca olacağını düşünüyorum. allah böyle takdir etmiş ama... *
şu dönemde çok sık düşündüğüm ama sonra kredi kartı ekstrelerim ve işsiz çoğunluğu düşününce kuyruğumu kıstırıp masama oturduğum eylemdir. ama lotodan totodan para çıktığında şunu diyerek gideceğim. siz beni kovamazsınız ben istifa ediyorum...
düzenli olarak yaptığım eylemdir. hatta istifa ettiğim iki şirkete üç beş yıl sonra daha iyi maaş ve daha iyi bir pozisyonda geri dönüp, sonra yine istifa etmişliğim de vardır. olayın can alıcı tarafı önce çok çalışır ve kısa sürede vazgeçilmez birisi olursunuz. kimsenin almak istemediği sorumlulukları alır, herkesi tembelliğe alıştırırsınız ki istifanızın etkisi daha da yıkıcı olsun. *
son istifamla bok yemek olduğunu iyice anladığımdır. adam müdür olmaya görsün totosu kalkıyor, kendine git öteye dedirtmiyor. (o adam mı kim, tabiki ben)
hayatımda sadece 1 kere gerçekleştirdiğim eylem. şirket maaş vermediği için olmuştu o da ben istifa etmeseydim zaten onlar git diyecekti. *
sizi beğenmiyorum, sizinle çalışmak istemiyorum ifadesinin iş hukuku tanımıdır.
eski türk filmlerinde işten atılanların gururlu söylemi ..
- atıldın .
- siz beni atamazsınız ben istifa ederim .
az önce gerçekleştirdiğim eylem. kaşar patronumun suratına "ne bağrıyon gelmiyorum bi yere istifa ediyorum" diyerek rahatladığım, üstümden alplerin kalktığı durumdur.
2014 eylül'ü sonunda başlayan kobanili kürtlerin türkiye'ye geçişleri sırasında başlamıştım işime... başlarda gönüllü kafasında takılıyordum, karşılığında da aptalca kurumsal zapt-ı raptlara aldırış etmiyordum. dün istifa ederken kendimi de baya baya "medium-high level"* pozisyonumdan baya baya koca koca "boss"lara işten ayrılma gerekçelerimi maddeler halinde tartışırken buldum. elemanların "amerikalı" + "batılı" kafaları bunu alamayacağı için "lan puştlar insani yardım derneğinin ceo'su mu olur lan, götoşlar" gibi işten çıkma gerekçelerimi gündem maddesi yapmadım. "medium-high level"ime uygun bir şekilde organizasyondaki sistemsel sıkıntıları, yönetim zaafiyetlerini, stratejik ortaklık kurulan kurumların hesap verebilir kurumlar olduklarını düşünmediğimi", kendi sorumluluk alanıma dair yetkilerimin azlığını ve bunun doğurduğu sorunları"...vs. anlattım. dikkatle dinleyip itinayla not aldılar...

adamlarla konuşurken de şunu farkettim, meğer gönüllüyken ortaya koyduğum gönlümde zamanla bu işe dair hiçbir şey kalmamış olay "hiyerarşik ilişkilere" dönüşünce... ve ben istifa ederek sadece malumu ilam etmişim...

neyse içimde urfa'nın ilçe ve köylerinde ahırlarda, derme çatma çadırlarda yaşayan bir çok suriyeli - kürt, arap, ermeni ve türkmen fakir ailenin ve dolayısıyla çocukların 2014 ve 2015 kışı bir nebze olsun daha rahat geçirmelerine katkım olmasının rahatlığı var giderken. ve bir de kobani'li, afrin'li ve haseke'li kürt çalışma arkadaşlarımın işid temizlenip de kantonlarına geri döndüklerinde eşcinsellik temalı herhangi bir konuda her zaman beni hatırlayacaklarını ve bu konuda orada yaşayan eşcinsellerin hakları* için buradaki suriyeli mülteciler için verdikleri emekten daha fazlasını yapacağına dair inanç var...

huzurluyum...

bu arada karadeniz taraflarında sessiz sakin, şöyle doğası güzel denizi huzur veren tatil yapılabilecek biyerler bilen? (çift kişilik yatak isteyen iki erkeği garipsemeyecek biyerler muhteşem olurdu mesela! )
''ofiste şirketin işlerinden çok seks yapılıyor, gıybetten bahsetmiyorum bile.g*ötümü bu erillerden korumam lazım.'' diyerek gerçekleştirdiğim eylem.