yalnızca sevilen kişiye açılmak anlamı taşımamalıdır. ailenin hetero bir bireyine açılmak, eşcinsel olduğunu itiraf etmek anlamına da gelebilir. eğer sizi biraz olsun anlayışla karşılayacağına inandığınız biriyse anlatmayı deneyin, inanılmaz rahatlatıyor.
eğer ebedi yalnızsan o kadar acıtmaz, artık alışmışsındır. ilişkiden çıkmış bir yalnızlığın varsa ve bıkkınlıkla biten bir ilişkiyse, rahatlatır. ama terkedilmişsen, severken yalnız kalmışsan, ölüm gibidir, mahveder. (bkz:yok böyle bir acı)
yönelimi lezbiyen olan bir birey olarak, tercihimi keşke o yönde kullanabilsem diye içimden geçirdiğim bir yönelim biçimidir aseksüellik. kimseye ilişmiyorsun, kimseyle özel bir an yaşama gereği duymuyorsun. ne müthiş bir durum. hiç acıtmıyordur herhalde. acıtıyor mudur?
ayrıldıktan sonra arkadaş paylaşımı, fotoğraf ve gönderi paylaşımları yapılır. hesabı kimin terkedeceği tartışılır. birlikte takılınan bir oyun hesabı varsa velayetinin kimde kalacağı da ayrı bir tartışma konusudur.
çift terapisi alanında uzmanlaşmış olan bir psikoloğa partneriniz ile gidiyorsunuz, ilişkinizdeki sorunların kaynaklarını tespit edip teknik şekilde ele alıp profesyonel destek sağlayarak sorunlarınızı geride bırakıp, mutlu bir hayata devam etmenize yardımcı olmaya çalışıyor. yalnızca heteroseksüel çiftlere değil, eşcinsel çiftlere de sağlanması gerektiğini düşündüğüm hizmet. homofobik bir danışmana denk gelmek psikolojinizi daha da bozabilir. iyice araştırmakta fayda var.
son zamanlarda "acaba elimizden ne zaman gider" dediğim, küçük sevimli (yarım) adacık. * henüz gitmek nasip olmadı ama her ne kadar ülkemizle çok bağlantısı olmasa da inşallah t.c.'den ayrılmaz. (bkz: orda bir köy var uzakta, o köy bizim köyümüzdür)
berbat ötesi bir hadise şarkısıdır. bu şarkıyı yazan hangi kafayla, ne dişünerek yazdı çok merak ediyorum. youtube'da klip beğeni oranı an itibariyle 9 milyon görüntülenmeye rağmen 83 bin beğeni, 46 bin beğenmeme olarak kayıtlara geçmiştir. klip deseniz şarkıya keza hiç özenilmemiş, sıradan bir stüdyo çekimi klip olmuş. hadise silkelen ve kendine gel kızım, yoksa gidişat iyi değil.
son albümü şampiyon'la kariyerinin en kötü albümünü yapmıştır. ne desem azdır kendisine. ingilizce şarkıyı geçtim, bari türkçe'lerin de güzelini bul ve seç diye hayıflanıyorum her albümde ama bu seferki gerçekten berbat ötesi olmuş. buradan kendisine sevgiler. en kısa zamanda özüne dönmesi dileğiyle... (bkz: şampiyona şeker geliyo) *
sırf üniversite okuyayım diye okumayın. okuduğunuz bölümden mezun olunca hangi sektörlerde hangi pozisyonlarda çalışabilirsiniz bunları araştırın ve bu görevler sizi mutlu ve tatmin edecek mi bunları düşünün. okul yıllarında hayat toz pembe görünüyor insana ama işsizlik olgusuyla yüzyüze kalmak çok kötü bir durum. istediğiniz işe uygun bölüm seçmek en doğrusu. bizi böyle yönlendiren olmamıştı.
berbat bir durumdur. hele ki profesyonel hayatından, iş görüşmesi için insan kaynakları memuresi, patron vb. birisi arıyorsa, "müsait misiniz?" sorusuna yankılanan ve titreyen sesinle ister istemez "evet" diye cevap verirsin. (bkz: trajikomik)
son günlerde içinde bulunduğum durum nedeniyle, kitapçıların psikoloji bölümünde takılırken keşfettiğim bir kitap oldu; prof. dr. ertuğrul köroğlu'nun psikiyatri başvuru el kitabı. içinde çeşit çeşit psikolojik konularla ilgili testler yaptıran, rahatsızlığı ortaya koyup yönlendiren bir kitap. benim ilgimi çekti. en azından ilgilenenler için, gidip bi sayfalarını karıştırmaya değer.
eşcinselliği "tercih" sanan insanların yaşadığı korkudur. "çocuğum eşcinselliği tercih eder" korkusudur. eşcinselliğin bir tercih değil, hastalık değil, hormonsal bir durum değil yalnızca doğal ve insansı bir hissiyat olduğunu, herkes kadar normal olduğunu kavrayan milletlerde olmayan korkudur. hırsızlıkla çalışkanlık arasındaki farkı ayırt edemeyen milletimin hiçbir zaman aşamayacağı korkudur.
gerçekten lezbiyen olduklarından şüphe duyduğum iki varlığın yaptığı çirkin eylem. onur yürüyüşünde savunulan şey seks değil; aşk, evlilik, eşitliktir. bizim gibi muhafazakar toplumda bu görüntüler yürüme bilmeden koşmaya benzer. şimdi daha mı iyi bok oldu amk.
yazık ya kim bilir neler yaşadı. onun kadar olmasa da hepimiz biraz biraz aynılarını yaşamıyor muyuz? bu toplumda bizim hayatımız çok zor. cidden çok üzüldüm. en çok da "yapamadım, izin vermediler" cümlesi vurdu vicdanımı. vermezler kardeşim vermezler. kendileri mahallelerinde komşularıyla tren yaparken, herkes birbirinin sikine, götüne, memesine bakarken, sen masumca hissettiğini yaşamak istediğin için, onlara istediklerini vermediğin için sana hiçbir şeyi yaşamana izin vermezler. allah cezalarını versin. sana da rahmet etsin. toprağın bol olsun.
teröristlerin gebertilmesi ne zamandan beri savaş suçu olmuş? oradaki masum halk türk, kürt ve diğer azınlıklar farketmeksizin zaten pılısını pırtısını toplayıp şehri terketmiş. sokaklarda dolananlar safkan teröristlerdir. bunu inkar edenin de amk. bir avuç ... çocuğu bütün şehri alt üst edecek, hendekler tüneller kazacak, (hiç savunmadığım) devlet şehre girip bu şerefsizleri püskürtecek, bunun da adı savaş suçu olacak! hahay olmayan sikimle güleyim bari.
herkesin kafasına estiği gibi davranmasını kınadığım durumdur. hangi bayrağı sallıyorsa, o bayrağın altında yaptığı eylem o grubu komple ilgilendirir ve mesul tutar diye düşünüyorum. herkes sokakta seks yapsın, yalaşsın, yiyişsin o zaman. kimse kimsenin yatak odası hakkında bilgi sahibi olmak zorunda değil! insanların sokakta dolaşma özgürlüğünü kısıtlamanın başka çirkin yoludur ya da cinsi sapıkların kadınlara saldırmasını da "onlar da böyle yaşamak istiyor" diye yorumlayabilir miyiz? gözünüzü seviyim, ben sokakta seks yapan insanlar görmek istemiyorum ve bence dünyanın neresinde olursa olsun bu kadarı hoş karşılanmıyordur. amerika evliliği yasallaştırdı, biz sokak seksi yasallaşsın istiyoruz, değişik.
direktman terörist olmasa da balık hafızalı hdplidir.
zira çok değil bir kaç yıl öncesinde parti başkanları aponun heykelini meydanlara dikeceklerini söylüyorlardı. sonra baktılar ki çok tepki çektiler, azıcık bir törnistan yaparak isimlerini "hak ve özgürlükler partisi" olarak ilan ettiler. bir de türkiyedeki lgbti topluluğunun ne kadar yüksek sayıda olduklarını ciddi anlamda keşfetmiş olacaklar ki, "rengimiz mordur, lgbti dosttur" gibisinden bir tavır takındılar. tabi bizim balık hafızalılar direkt atladılar bu duruma. çünkü önemli olan vatandansa götümüzün keyfiydi.
evet terörist değilsiniz ama terörist destekçisisiniz. farkında olun.