çok ama çok kırılabileceğin bir şeyi umursamamak

olası bir şeydir. ben yaşadım, ordan biliyorum.

bazen birileri olur, çok değer verdiğinizi zannedersiniz. değer verdiğinizi zannettiğiniz için de o şekilde, en iyi tavırlarınızla davranırsınız o kişiye. birlikte eğlenip gülersiniz. vesaire...

sonra o kişiden çok bomba bir haber alırsınız. çok da umursamazsınız. anlarsınız ki, o kişi aslında sikinizde değilmiş. sonra düşünürsünüz, acaba hiç mi sikimde değildi yoksa bu bomba haberi alınca mı sikimden düştü.

cevabını bulmak zor ama bulmasanız da olur zira olan olmuştur. o kişi artık sikinizde değildir ve başka şartlar altında sizi çok ama çok kırabilecek o bomba haberi umursamazsınız.

bu noktadan sonra en iyisi her şeyi akışına bırakmaktır.

lanet olsun, yine çok bilge bir hayat dersi verdim sözlük vatandaşlarına.

you are so lucky to have me
mamafih artık bana sahip olmayanlar var...**
alışmakla doğru orantılıdır. kırılacağınız o şey çok değer verdiğiniz birinden geliyorsa umursamamaya başlarsınız bir yerden sonra, duymamış gibi yaparsınız.
sorunlu, hala adam olamamış insanlarla arkadaşlıklar, diğer ilişkiler sonucundaki kazanımım, istemeden de olsa. bir yerden sonra insanın buna sarf edecek eforu, enerjisi kalmıyor. dile getirseniz o insan sanki hatasını anlayacak, velev ki anladı laf ağızdan bir kere çıkar, vurduğu yeri de kanatır geçer, izi kalır ne yazık ki. sonrası ne denli günlük güneşlik olsa da, yeri geldi mi ok gibi çarpar insanın aklına o sözler. duymamış gibi yapsanız da aklınızda yer edindikten sonra, olan olmuştur.
çok yoğun bir acı yaşanmasından dolayı kişinin kendinde kırılacak gücü bile bulamamasından kaynaklı olabilir.
unutulmak, bir kenara itilmekten inanılmaz korkmama rağmen; insanları kaybetmekten korkmamaya başladım.
çok sevdikten sonra göze batmıyordur belki de.
dostoyevski diyor ki; gücümü, içimdeki güçsüzlükle boğuşurken tükettim.

belki o kadar çok kırıldık ki, artık kırılmaya yer kalmadı.
sürekli aynı yerden aynı sebepten üst üste kırılınca insan, artık o şeye kırılmamak için savaşlar veriyor. kırılmaya gücü bile kalmıyor. umutsuzlaşıyor ve sonunda da umursamazlaşıyor.
çok kırılabileceğiniz bir şeyi umursamıyorsanız muhtemelen daha önce o kişi tarafından veya o sebepten dolayı kırılmışsınızdır.
vazgeçmişliktir.
olmayını olduracak kudreti kendinde bulamamaktır. içi yanar insanın acısını boşvermişlikle dindirmeye çalışır.
eğer değer verdiğin bir şeyler, bir başkası için yapılıyorsa büyük meziyet aksi taktirde insanın kendine yabancılaşmasının ilk göstergesi.