döngele

anadolu'da özellikle yağmurun yağmadığı kurak zamanlarda, kuru kuru rüzgarlar eser bozkırdan. yoksul ve umutsuz köylüler, kendileri gibi zavallı ve yıkık dökük duvar diplerinde çömelip umarsizca gökyüzüne bakarlar.. büyük ve şekilsiz ellerini dizlerinde kavuştururlar. kurumuş topraklar gibi çatlamış dudakları kıpır kıpırdır. kimbilir kaderlerine küfür mü etmektedirler, yoksa gazabı büyük koca allahlarına dua mı, bilemezsiniz..
köseleye dönmüş yaşlı yüzlerinin ortasında dipsiz göller gibi duran parıltısız kara gözlerinden, ne düşündüklerini anlayamazsınız.
işte bu uğursuz kuru rüzgarların önüne katıp sürüklediği, adına döngele denen çalı çırpı öbekleri, bu sefil manzaranın değişmez fonunu oluşturur. ıssızlığın ortasında terkedilmişliği, unutulmuşluğu simgeler döngeleler..
nuh nebiden beri sanki orada öylece oturan, köyünün son çitinde dünya'nın bittiğine inanan insanlara köksüzlüklerini hatırlatır.
1 Entry Daha