nereye gittiğini bilmeden yürüyor, nefret tarafından kuşatılmış olarak. kıskançlık denen o canavar, çelikten pençesine almış yüreğini, habire sıkıyor. "kadınlar," diyor bir ses zihninin derinliklerinden... "kadınlar, onlarla oynayamazsın... oynadığını zannedersin ama bir de bakmışsın, asıl oyuncak sen olmuşsun." hayatına giren kadınların yüzleri beliriyor sokağın zemininde. birer birer düşüyor görüntüleri ayaklarının dibine. hepsinin boynu bükük, hepsinin gözlerinde keder. hepsi üzgün... aldırmıyor, bir su birikintisiymiş gibi basıp geçiyor üzerlerinden ama yeniden düşüyor görüntüler zemine. "kadınlar," diyor o ses yine, "kadınlardan asla kurtulamazsın, hayaletleri hayatın boyunca seni takip eder."
ahmet ümit