ilişkilerdeki ilk günler

12 Entry Daha
savasa henüz girmemis bir ordu gibi donanimli, gösterisli yepisyenidir hersey. kendinizi güçlü, her zorlugun üstesinden gelebilecek kadar cesur hissedersiniz.
her iliski bir savasa benzer aslinda. bu, hem kendinizle, hem birbirinizle, hemde toplumla girilen bir savastir. kendinizledir, çünkü içinizde henüz kendinizin bile bilmedigi derin vadiler, sap zirveler oldugunu ancak bir iliskinin içinde ögrenirsiniz. çünkü sevdiginiz insan içinize bir ayna tutmustur. kendini kesfetmek, ayni zamanda kendini yeniden fethetmektir.
sonra, sevdiginiz insanla, karsilikli mevzi kazanma savaslari yaparsiniz. birinin kalbini kazanmak dedigimiz sey, o kisinin kalbine dikeceginiz zafer bayragi degil midir?
tabi birde iliskinizin toplumsal mesruiyeti için vereceginiz, yine gögüs gögüse yapilacak bir savas vardir ki, belki isin en zor kismi budur. çogu zaman teslim bayraginin çekilmesi, bu cephede yasayacaginiz zorlu çatismalarin sonunda gerçeklesir.
bu karmasik savas süreçlerinin kimi bir cephe savasi gibi uzun ama yipratici, kimi bir nükleer savas gibi çabuk ama tahripkar, kimide bir soguk savas gibi anlamsiz bir biçimde inisli çikisli sürer gider.
tüm bu savaslarin sonunda o ilk günkü satafatli ordudan eser kalmamistir. iki tarafinda onurlu bir baris için masaya oturma vakti gelmistir. bu masadaki müzakerelerden, uzun sürecek bir baris çikar ve taraflar bundan böyle birbirlerini olduklari gibi kabul edip, "savasma sevis" siariyla hayatlarina devam eder. kendinden ödün vermeyip savasta israr eden ise, masayi devirip, baska bir cephede yeni bir savas için yeni bir düsman bulmaya gider.

2 Entry Daha