kavga etmekten korkmak

haklı olsam da olmasam da sonuçta ağlayacağım ve kendimi harap edeceğimi bildiğimden sürekli hissettiğim durum.
dün gece 3 gibi acil travma odasına sokak kavgasına karışmış bir çocuk geldi. gayet ayaktan geldi hiçbir şeyi yok gibiydi görünürde. ama işte intern doktorluk sürecimde beni en çok geren ve nöbetlerimde en çok patlayan hastalar hep bu benim bir şeyim yok havası verenlerdi, yine şaşırmamış oldum. çocuğun karnına dokunuyorum sanki bıçak saplamışım gibi beni elleriyle itiyor. anamnez almaya çalışıyorum ağzını zorla açıyor, tek söylediği "hocam dikiş adın gideyim annem merak eder". görünürde ne kanaması var ne masif bir lezyonu bu arada, ufak abrazyonlar sadece. tetkiklerini istedik. usg'de batında sıvı, paac'de diafragma altı serbest hava ve minimal pnömotoraks... yani bir şeyim yok deyip ufak kesisine dikiş attırmaya gelen hasta gözlerimin önünde tahta karına girdi ve res'e çektik, konsültasyonlar havada uçuştu. acil ekiple ameliyata alındı. ve sırf kavga sırasında oradan geçiyorken ayırmaya çalıştığı için. en son durumu kötüydü. yani demem o ki, fiziksel kavgadan kaçın arkadaşlar, bu bir survival skill'idir. hiçbir şey sizin hayatınızdan değerli değil. dışarısı her şeyini kaybetmiş ve hapse girse hayatı düzene girecek tiplerle dolu. yanından öylece geçtiğiniz biri gözünü kırpmadan bir insan boynunu kesebilir. hele ki şu son dönemde ne idüğü belirsiz bir sürü potansiyel katil ülkeye girmişken. hiç gerek yok.