leyla ile mecnun

birde erkeklerin beraber aynı yatakta en çok yattığı dizi olması açısından, izlenilesidir. bu günde mecnun'un babası, leyla'nın babasıyla aynı yatağı paylaşmaktadır.. dedelerde cabası...
bugünkü bölümde iskender abi'nin hidayet ile kaan'i biscolata erkeği moduna sokarak bir yandan pasta börek yapmayı öğretip, diger yandan aşık olan adamın hayat felsefesini madde madde anlatması, hidayet'in "in iskender we trust" demesi, ve sonra "ama iskender amca böyle, kezban gibi olduk" diyerek giydiği önlüğe ve bas örtüsüne itiraz etmesi süperdi.
en terbiyesiz küfürlerin edildiği dizi.
ve sırada:

damacana!
pipet!
duş perdesi!
çürük!
pis tuvalet terliği!
kulpu kırık çaydanlık!
sarkozy!

"konuşan teyzelerin arkasında kalacağına, dayılarla asansörde kalsaydın daha iyiydi.."
mecnunun yavuza söylediği laf. akşam akşam koptum.
güldürmekten karna ağrılar soktuğu kadar ağlatmaktan da insanın canını çıkaran dizi. i tap you.
bugünkü bölümde ismail abi'nin magazinci halasi beni benden aldi. kendi halami getirdi aklima. mecnun, yavuz ve hidayetin, girdikleri evde yasadiklari sessiz film replikleri güzel düsünülmüstü. final sahnesinde, herkes açilan duvagin altindan nurten ablanin yegeni "altyazili leyla" yi beklerken, ortaya muhtesem bir biyikli gelin çikti: mahallenin bakkali erdal.... bana kendi dügünümü hatirlattilar serefsizim... hem güldüm hem duygulandim.
izlemek ve sevmek için çok çabaladığım ama bir türlü sevemediğim dizi. o kadar arkadaşım seviyor, izliyor ben neden sevemedim bilmiyorum. çok da uğraştım sevmeye ama bırak gülmeyi tebessüm bile ettiremedi beni dizi.
hidayet diye bi herif girdi bu sezon diziye. allam ne tatli adam ya. hem güzel gözleri var hemde biyikli.. sessiz, efendi, terbiyeli, saygili, tüm hirslarindan arinmis, melek gibi, pirlanta gibi bir karakter. insan onun yatagina dul girer kiz çikar derler ya, öyle bir adam iste. ismail abinin amcasinin oglu herhalde.
-ismail abiiii
-hoooop

evet gerçekten bir diziden fazlasıydı.
çok komik değildir belki ama en iyi sitcomdan daha iyidir. bakkal erdal, iskender, nurten'in yiğeni ve ismail abi güldürür beni gerisi absürd komedi unsuru. mecnunun kendi kendine allahım yarabbim, yemin ederim, acaba mı demeleri gitgide kabak tadı verse de severek izliyorum. sigaraya sakız, içkiye üzüm yada erik demeleri, meyhane yerine manavda oturup dertleşmeleri, kafa güzel olunca da ordaki masaları devirmeleri hiç izlemeyene manasız gelebilir ama bilenler rtük için uydurulan bu şifreleri çok sever. mesela şöyle bir klip vardır ki afroman'in ı got high şarkısını coverlamışlar erik eşliğinde bence çok başarılı olmuş.

bir de ismail abi ne güzel adam ya. öyle bir arkadaşım olsa da gidip birilerinin aaazını buuurnunu kırsak. laaaps!
kaynağı arap edebiyatı olan ordan irana ordan da bize geçmiş olan acılı aşk hikayesi.
trt saygımı tazeleyen kopuk dizi.
dün gece sonuna oturup ağladığım dizi.
-sende kimsin hemşire misin.
-evet.
-biz 5 kız 2 erkek kardeştik, ben her okuldan gelişimde annem benim geldiğimi anlardı. nasıl derdim.
anneler çocuklarını kokularından anlarmış.
iskender karakterinin geçen haftaki bölümdeki lakırtıları beni benden almıştır. resmen kendi içime kaçmama sebep olmuştur. dizi bence üslubuyla hakikaten eşsiz ve keyiflidir. geyiğin kralını yapıyorlar yafu. absürtlükte sınır tanımayan ve anı anına uymayan en enteresan dizidir.

72. bölümüyle fight club'a, bizimkiler'e ve sıdıka'ya selamlar göndermiş olan dizidir. bir de ali ağaoglu'nun kulaklarını çınlattılar bol bol.. öyle bir bölüm olmuş ki, yeme de yanında yat..

(bkz: kibrit çöpünden evler yapmak)
en son bölümünde ali atay çok kötü söylemiş şarkıyı. güzel söylediği şarkılar var keşke onlardan devam etseydi çok fena detone olmuş bu sefer.
ama erdal bakkal ım yine yardırdı hidayet in araba camına yapışmasıyla..
"benim dedelerimin ismi hep kaanmış. bu yüzden, bundan sonra senin adın kaan orhan olsun"
ismail abi'nin kaan'a söylediği bu laf yardırmıştır akşam akşam.
atatürk orhan çiftligi esprileride süperdi.
"geçenlerde bir orhan yangını oldu, sonra bayağı bir orhan talebi oluştu"
dizisini iki defa bitirdim ancak kitabını almama rağmen bir türlü okuyamadım henüz. sanırım kitap okumak çok sıkıcı ya.
fuzulinin şahesere dönüştürdüğü epik aşk hikayesi.mümkünse orjinal dilinden okuyun canlar.
ayna metaforunu bu kadar sıklıkla kullanmasına rağmen hiç tekrara düşmemeyi de becerebilen dizidir.

(bkz: bir zamanlar buralar hep aynaydı)
anlamadığım bir leyla kavgasının gittiği dizidir. yok zeynep çamcı ilk leyla olsaydı daha çok sevilecekti, yok ezgi asaroğlunu özledik, melis birkan çok uzun ve o role
yakışmıyor, çok ciddi bir duruşu var... şahsen ben leyla için izlemiyorum o diziyi. kireçburnu çakalları yeter.
  • /
  • 2